Her yıl yaz tatilinde Trabzon' giden birisi olarak,oradan Batum'a gitmemek olmaz. Bizde arabamız ile Trabzon'dan Batum'a doğru yola çıktık. Rize ve Artvin'in muhteşem güzellikte ki sahil şeridinden ilerleyerek, Batum Sınır kapısına dayandık.
Batum-Hopa Sınır Kapısı
Batum'da sürücülerin çok kötü ve saygısızca araç kullandıkları bilgisi ve aracın yurt dışı sigortası olmaması nedeniyle, sınır kapısının hemen yanındaki otoparka arabayı bırakarak gitmeye karar verdik. Otopark ücreti günlük 15 tl gibi uygun bir ücret.Yaz tatili dönemi olduğu için, kapı oldukça kalabalıktı. zaten araçla geçmek içinde yaklaşık 2 saat kuyrukta beklemek gerekiyordu. Batum'a girmek için pasaport gerekmiyor, yalnız sürücü belgesi falan kabul edilmiyor,mutlaka nüfus cüzdanı gerekiyor.kapıda yurt dışı çıkış harcı,15 tl ödeyip, verilen küçük bir kağıda, ad soyad ve kimlik no yazılıp, polise kaşeleterek geçiş yapılıyor.
Batum tarafına geçince taksiciler önünüzü kesiyorlar. 25 Lari ye sizi 25 dk. mesafedeki Batum merkeze götürmeyi teklif ediyorlar. Burada ki pazarlık size kalmış. 2 lari ye Dolmuşlarda var. Eğer 4-5 kişi iseniz, dolmuşlarla uğraşmaya gerek yok, Taksi daha mantıklı.1 lari yaklaşık 1.5 tl.. Burada dil sorunu yok, çünkü hemen herkes Türkçe biliyor.
Batum dolmuşları ve bizim bindiğimiz dolmuşun dikiz aynasındaki tesbih...
Batum'u şehir olarak ikiye ayırarak yorumlamak lazım. Sahilden içeriye doğru yaklaşık 3 km lik şerit düşünün, buralar pırıl pırıl sokaklar, modern binalar, çok güzel restore edilmiş eski yapılar mevcut. 3 km.den yukarısı 50 yıl eskide kalmış, pencereleri naylonla, çatıları teneke ile kaplı evler, yollar çamur içinde bir şehir.
Batum sahil şeridi kilometrelerce uzunlukta, çok temiz düzenlenmiş plaj var. Parklar, yürüyüş alanları, süs havuzları ile modern bir tatil şehri havasında. çok lüks 5 yıldızlı oteller var ve yenilerinin inşaatları da devam ediyor. önümüzdeki 10 yıl içerisinde burasının küçük bir Las Vegas, kumar cenneti olacağı söyleniyor. Kumar olan yerde fuhuş olmadan olmuyor sanırım. Gece otelimize dönerken, bankamatikten para çeken bir Türk genci, arabada 2 bayanla bekleyen arkadaşına, kaç lariye anlaşmıştık,ona göre para çekeyim diye bağırarak soruyordu.
Bizde buradaki kumarhaneler nasıl diye bir bakalım dedik.İlk girdiğimiz Sheraton otelindeki görevliler içerisi çok dolu,yer kalmadı diyerek artık müşteri almıyorlardı. Sonraki gittiğimiz kumarhane ise ana baba günü gibi dolu idi ve sanırım müşterilerin hepsi Türktü.
Batum'da öyle yoruldum, şurada oturup bir şeyler içeyim dediğinizde hemen oturacak bir cafe falan bulamıyorsunuz. Biz birer bira içmek için yarım saat yürüyerek ancak bir yer bulduk. Üstelik hava sıcak olmasına rağmen, öyle cafe önüne konulmuş masalar yok. İçeriye girip oturmak zorundasınız ve mekanlar çok temiz görünmüyorlar. Gürcü biraları var ama pek kaliteli değil. Türkiye den giden biralar, onlara göre çok daha iyi.
Batum gezisinde yapılacak en işlerden birisi teleferiğe binip, şehir manzarası eşliğinde tepeye çıkmak. Teleferik kuyruğu bazen can sıkıcı olabilir ama 5 lari'ye güzel bir tur yapabiliyorsunuz. yukarıdaki fotoğraflar, teleferikten çektiklerimden.
Teleferikle çıkılan tepede sadece seyir balkonu ve yanında küçük bir kilise var.Daha aşağıda bir kilise daha var o kadar. öyle çay kahve molası verecek yer yok.
Dünyanın 2. büyük botanik parkı olarak söylenen, Batum Botanik parkını gezmek için en az yarım gün ayırmak gerekiyor. Resmen bir dağı, Botanik parkına dönüştürmüşler. İçerisinde her türlü bitki mevcut ve gez gez bitmiyor. Bizim gibi Batum'da bir gün kalanlar için çok yorucu ama yinede bir kısmını da olsa görmeye gitmek gerekir.
Batum'da bir sokak
Muhtemelen kendi ürünlerini satmaya çalışanları her yerde görmek mümkün. Batum Meyve, sebze açısından bereketli bir bölge.
Son söz olarak, Karadeniz'e yolunuz düşerse, en azından günü birlik bile olsa , bir gününüzü bu farklı bölgeyi görmeye, farklı kültürü anlamaya çalışmaya ayırmanızı şiddetle öneririm. Batum gezisi için 2 gün yeter, sadece gezip göreyim derseniz 2. gün bile sıkılmaya başlarsınız. benden söylemesi