Bu defa sizlerle komşu Yunanistan'ın başkenti Atina izlenimlerimi paylaşacağım. Aslında bizim için Atina gezisi daha çok Akropolis gezisi olarak geçti diyebilirim. Atina'ya günübirlik gidince, burada görmeden dönmenin anlamsız olacağı,Akropolis günümüzün yarısını aldı. Bunda aslında burasının büyüklüğü ve ihtişamlı manzarası yanında, insan kalabalığının da etkisi oldu. Aslında erken saate gittik ama, otoparktaki turist otobüslerini saymak bile zordu. O denli kalabalık gruplar vardı.Kişi başı 12 euro vererek girdiğimiz Akropolis,belkide Yunan ekonomisinin en büyük gelir kapısıdır diye düşünmüştüm.
Akropolis Atina'nın kalbinde yer almaktadır.. Akropolis in bir diğer adı da Sacred Rock (Kutsal Kaya) olarak geçer. Akropolis Yunanca "en yüksek nokta" anlamına gelmektedir. 5. yüzyılda yapılmış olan Akropolis Batı sanat tarihine yön veren bir konuma sahiptir. Akropolis içerisindeki en büyük yapı şehrin koruyucu tanrıçası Athena adına yapılmış olan görkemli Parthenon tapınağıdır. Fakat çoğu yeri yıkılmış olduğundan günümüze sadece devasa sütunları ulaşmıştır.
Hadi sizlere zeytinin neden barışın simgesi olduğunu da anlatayım.Hikayeye göre Atina'nın koruyucu tanrısı olmak için Athena ve Poseidon arasında bir yarış düzenlenir. Hangisinin vereceği hediye daha yararlı olacaksa şehrin tanrısı o olacaktı.İlk olarak Poseidon elindeki 3 başlı mızrağı yere vurur ve bir çeşme ortaya çıkar. önce herkes sevinir ancak Denizlerin Tanrısı Poseidon’un çeşmesi tuzlanır ve pek bir işe yaramaz. Sıra Athena’ya gelmiştir. Athena da elindeki mızrağı yere vurur ve ortaya bir zeytin ağacı çıkar. Dünyadaki barışı ve refahı temsil eden bu zeytin ağacı halk tarafından benimsenir ve Athena şehrin tanrısı ilan edilir.
Akropolise çıkan merdivenlerdeki kalabalık gruplardan bir görüntü vereyim de, inandırıcı olsun :)
Ve bizde Akropolis'te olmazsa olmaz pozlarımızı verip, şehri gezmek için,yola koyuluyoruz.
Atina'da merkez sayılabilecek yer Parlamento binasının önündeki meydan. Zaten Parlamento binasını bekleyen,eski,yerel kıyafetli askerler ayrı bir hoşluk yaratıyor. Meydanda bizim Eminönü gibi,bolca güvercin var. kızımın güvercinli fotoğraflarını çekiyorum.
Biz gittiğimizde meydanın hemen sonunda çadırlar vardı. Bunlar ne diye sorduğumuzda,onlar eylemcilerin çadırları dediler. Atina'da mesai saatinde işinde olan eylemciler, öğleyin siesta saatinde ve akşamları gelip orada eylemlerine devam ediyorlarmış,bir kısmı da gece çadırda yatıyormuş. Gündüz normal vakitte çadırlar boş ve polisin aklına onları kaldırmak gelmiyor :)..Demokrasi kültürü farkı,ne diyebilirim.
Parlamento binasının önünde bir anıt bulunuyor. Efsun askerlerinin yaklaşık 100 yıldır beklediği anıtın üzerinde Atinalı Komutan Perikles'in sözleri yer alıyor; ‘‘Demokrasi ve vatan için ölenlerin mezarı bütün dünyadır.’’Anıtın yan duvarlarında ülke tarihindeki büyük savaşları simgeleyen bronz şiltler bulunuyor. Sağda bulunan ilk şildin üzerinde ‘Afyonkarahisar-Sakarya’ yazıyor. Bu şilt, 'Megalo İdea-Büyük Yunanistan' hayaliyle Anadolu'ya gidip, geri dönemeyenlerin anısına yapılmış.
Atina şehir olarak bir günde gezilebilecek büyüklükte. İçimde ukte olarak ne kaldı derseniz, gece kalarak bir sirtaki gecesine katılamadık. Ben içimde kalanları bir şekilde,sonradan tekrar tamamladığımı bildiğim için, bir sirtaki gecesi beni bekliyor demektir.