" Her yer en az bir defa görülmeyi hak ediyor "

17- BALKAŞ -KARAGANDA / KAZAKİSTAN

Almatı'dan ayrıldıktan sonra ilk durağımız Ülken kasabası olmuştu. Ülken'in terk edilmiş bir kasaba havası vardı. Her yer toz toprak içerisinde, eskimiş dökülen apartmanlar çok fenaydı. Sokaklarda çocuklardan başka kimse yoktu. Akşamüzeri muhtemelen işten dönen erkekler gördük ama çok fazla değildi. Göl kenarında balık işleme tesisleri gibi yerler vardı ama onlar da terk edilmiş gibiydi. Burada uyuyup, sabah erkenden Balkaş şehrine doğru gittik.







3 Mayıs günü Almatı Astana arası yolculuğumuzun ikinci durağındayız. Bugün Balkaş gölü boyunca 280 km kadar yol yapıp, Balkaş şehrine geldik. Göl boyu deyince öyle muhteşem göl manzarası eşliğinde yolculuk olarak düşünmeyin. Orada bir göl var ama yoldan ara sıra, o da tee uzaklarda görünüyor. Haritada bakınca oh ne güzel göl boyu manzaralı gideceğiz dedik ama öyle değilmiş.

Balkaş gibi kimilerince dünyanın 15. en büyük gölü, kimilerince Asya'nın 3. gölü, kimilerince başka bir sıralamada. Daha önce Issık gölü yazarken söylemiştim, bu listelerin kime göre neye göre olduğu biraz karışık mevzu.
Ama Balkaş Gölü'nün dünyada benzersiz bir özelliği varmış : Batı kesiminde tatlı su ve doğu kesiminde tuzlu su bulunuyormuş. Bu özelliği onu en farklı göl yapan özelliği. Gel gör ki Balkaş Gölü, komşu ülke Çin'in aşırı su tüketimi nedeniyle 2050'ye kadar Aral Gölü gibi tamamen kuruma tehlikesi altındaymış.
Balkaş şehri Almatı'dan sonra çok yavan geldi. Aslında orta büyüklükte bir şehir, üstelik böylesi bir gölün kenarında olmasına rağmen caddelerin, kaldırımların bakımsızlığı, binaların eskiliği burayı vasat bir yer haline getirmiş.
Şehre giriş bölgesinde kocaman bir Mig uçağı anıtı var. Google haritasına bölgede turistik yerler nereler diye bakınca ilk başta burası görünüyor. Vasatlık bu derecede. Bu Mig uçağını görünce hatırladım. 1989 yılında bir Rus pilotu Mig uçağı ile kaçarak Trabzon havaalanına inmişti. Oradan yaralı olarak Tıp Fakültesi hastanesine getirilmişti. Ben o zaman Fakültede öğrenciyim. Ne büyük bir uluslararası olay olmuştu. Fakültede herkese ajan gözüyle bakar olmuştuk ..
Belki de ve muhtemelen bu Balkaş şehri, yaz aylarında gölde yüzme sezonunda çok popüler bir yer olabilir. Hakkını yemiş de olmayayım. Şimdi güneş batmaya başlayınca insanın içini üşüten bir soğuk başladığı için bana şehir de soğuk gelmiş olabilir.







Balkaş şehrinden sonraki durağımız Karaganda şehri oldu. Burası Sovyet Rusya döneminin en büyük üç madenci şehrinden birisiymiş. Zaten şehrin kurulması da 1856 yılında madenciliğin başlaması ile olmuş.İşte bu yüzden Sovyet döneminden kalan Madenci anıtı bugün şehrin simgelerinden sayılıyormuş.
II. Dünya Savaşı sırasında Stalin'in emriyle bölgeye yerleştirilen Volga Almanlarının 1990'lı yıllarda Almanya'ya göç etmesiyle şehrin nüfusu nüfusu % 14 azalmış. Bunun gibi bu bölgelerde yakın döneme ait çok fazla göç hikayeleri var. Her toplu göç aslında beraberinde pek çok insanlık dramı hikayesini de barındırır.
Bizim Erzurum soğuğu buranın yanında yaz sıcaklığı sayılırmış. Kışın - 60 lara düşermiş ama ortalama -30 larda olurmuş. Erzurum'da yere tükürünce tükürük yere düşene kadar buz olur derlerdi. Bunun bir de işeme testi de var ya neyse..

Burada tanıştığımız Türk arkadaş, bir bardak sıcak çayı serpince yere düşene kadar buz olduğunu gördüm diye anlattı. Buraların en güzel icadı, uzaktan kumanda ile aracın içerisindeki sıcaklığı görebildiğiniz ve çalıştırabildiğiniz alarm sistemi varmış. Gece belirli bir sıcaklığa düşünce (genelde - 20 dereceden sonra aracın donma riski baslar) motorun otomatik olarak çalışmasını sağlarmış. Araç 10 dakika çalışır sonra gene durur. belirli aralıklarla sabaha kadar çalışırmış.
Buraya geldik, gözümüze kestirdiğimiz güzel ve güvenli bir yere karavanı park edip, orada geceledik. Meğerse burası Valilik binasının önüymüş. Henüz kimse gelip, "arkadaş siz ne ayaksınız!" demedi. Bugün de buralıyız.






Uzaya giden ilk insan kimdir diye sorulunca verilen cevap genellikle Neil Armstrong'dur ve yanlış cevaptır. Uzaya giden ilk insan, Sovyetler Birliği tarafından 12 Nisan 1961'de gönderilen Yuri Gagarin'dir. Ay'a ilk ayak basan kişi ise 20 Temmuz 1969'da ABD'den Neil Armstrong'dur. Gargarin 12 Nisan 1961'de Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden uzaya gittiği için Kazakistan için de ayrı bir öneme sahiptir.
Bugün Yuri Gargarin adına Karagandı'da yapılan anıtı ziyaret ettik. Sonrasında da gelmişken uzayda da ufak bir tur attık ))..

Artık Kazakistan'ın Başkenti Astana'ya gidebiliriz.