" Her yer en az bir defa görülmeyi hak ediyor "

19- PAVLADOR / KAZAKİSTAN


Bugün Astana'dan Pavlodar'a giderken gece molası verdiğimiz yerin adı Turgay.. Haritaya baktım bildiğiniz köy ama devlet binası diye bir yer de görünüyor. Oraya gidip bakalım dedim. Geldik, tek katlı ne olduğu pek belli olmayan bir bina. Karşısında bir market gibi bir yer de var. Binanın önünde polis arabası ve içinde bir tane de omuzunda epey fazla rütbe olan bir polis de vardı. Yanına gittim, ben Türkçe o Kazakça konuşuyoruz. Gece burada kalabilir miyiz diye sordum. Gel benimle, Hakime soralım dedi. Ne hakimi filan dedim ama anlaşmak mümkün değil. Onu takip ettim, binaya girdik. Odanın birinde 1.50 boyunda ufak tefek bir adam. Ona bir şeyler söyledi. Adam kalktı beni çok sıcak karşıladı , samimiyetle elimi sıktı. Ona da burada gece kalmak istiyoruz dedim. O nasıl anladı bilmiyorum, onun sorunu ama, istediğiniz yerde kalabilirsiniz dedi. Bina kapısına kadar bana eşlik etti. Beni içeri götüren polise bu bina ne binası, o adam kim diye sormaya çalıştım. Hükümet binası, o da hükümet adamı dedi. Tam anlamadım ama hükümet izni ile konaklıyoruz işte..

Çok yakında su tulumbası var. Oraya yürüdüm, suyun başında 10 yaşlarında 3 tane çocuk var. Daha kim olduğumu anlamadan uzatıp elimi sıktılar. Türkiye'den geldik, Türkiyaaa İstanbul dedim. Çocuklar bir heyecanlandı, İstanbuuuul deyip gülmeye başladılar. Buralarda çok denk geldik. Muhtemelen hiç yabancı bir insan yada yabancı bir dil konuşan birisi görmeyenler çok şaşırıyorlar. Tepki olarak da abartılı bir şekilde gülüyorlar.. Çocukların tepkisi de öyle oldu..










Gece kaldığımız Turgay köyünde sabah karavanlara tulumbadan su doldurup yola çıktık. Bugün geldiğimiz Pavlador kenti Irtışh nehri boyunca kurulmuş, Kazakistan'ın en kuzey doğu şehirlerinden birisi. Rusya ve Moğolistan sınırlarına yakın bir bölgede yer alıyor.
İlk önce buranın simgesi da sayılan büyük camisini gezdik. Zaten caminin otoparkında konumlandık ve gece de burada kalıyoruz. Caminin mimarisi ve içerisindeki avizesi meşhurmuş. Cami kütüphanesinde çalışan yaşlı Kazak kadın Türk olduğumuzu öğrenince çok yakınlık gösterdi. Atatürk ve Nazım Hikmet çok yahşi dedi. Şimdiki yöneticiler için güzel şeyler söylemedi ama burada siyaset yapmayalım.. Cami sonrası hakkı kalmasın diye buranın Ortodoks Katedralini de ziyaret ettik. İçerisinden çok dış mimarisi daha güzeldi.
Nehir boyunca plajlar yapmışlar. Sahil ve çevre düzenlemesi çok güzel olmuş. Nehir bildiğin çamur akıyor. İnternet yorumlarına baktım, her zaman böyle çamur gibi akıyormuş. Yüzmek için uygun görünmüyor ama herkesin bizdeki gibi pırıl pırıl denizleri yok, ne yapsın garibimler..


Asya gezimizde Türkiye'den geldiğimizi öğrenenlerin genellikle ilk sorularından birisi hangi şehirden oluyor. Ben tee başlarda fark ettim ki İstanbul deyince herkes biliyor. İstanbul deyip geçiyorum. Arkadaşlar İzmir demeyi ısrarla sürdürüyorlar. Öyle olunca da genellikle ilave açıklamalar yapmak zorunda kalıyorlar. Açıklama kolay olacak da diller anlaşılsa..
Neyse bugün Pavlador nehir kenarında yürüyüş yaparken baktık büfenin adı İzmir. Haliyle kimmiş, neymiş burada diye merak edip içeriye girdik. İçerde Türk kılıklı kimse yok, herkes buralardan görünüyor. Nerden aklıma geldiyse, telefonumdaki çeviri programına İzmir hangi ülkenin diye yazıp Rusçasını kasadaki kıza gösterdim. Bilmiyorum dedi. Orada muhtemelen müşteri olan daha yaşlı bir kızı çağırıp telefonumu okuttu. Kız kendinden emin şekilde Rusya'da dedi. Hımm, dedim ve teşekkür edip çıktım.
İnsan çalıştığı yerin adının hangi ülkeden olduğunu bilmez mi? Bildiğini sanan da ayrı bir hikaye. Buralar böyle. Sevgili İzmirliler, İzmir'i dünya bilir demeyin. Bilir ama Rusya'da bilirler. Rakı ve diğer içkiler gibi, İstanbul ve diğerleri işte..

13 mayıs günü Kazakistan gezimizi şimdilik bitirerek tekrar Rusya'ya girdik. Hedefimiz Moğolistan başkenti Ulanbator. Yolumuz uzun, gençliğimiz var ))..

Kazakistan ile Moğolistan birbirine yakın ülkeler ama aralarında geçiş, gümrük kapısı yok. Sovyet Rusya'nın çetrefilli ve aslında derin siyasi bir projesinin sonucu. Dolayısı ile Kazakistan'dan Moğolistan'a gitmek için mutlaka Rusya'dan geçmek gerekiyor. Bu da bizim için fazladan ve sinir bozucu kapı geçişleri demek oluyor.
Şimdi Rusya'nın Rodino diye bir şehrindeyiz. Aslında bundan sonrası Sibirya coğrafyası. 2 yada 3 gün Rusya'da kalıp Moğolistan'a geçiş yapma planımız var.
Kısa yazmaya çalışıyorum çünkü Rusya'da Facebook, instagram, twetter yasaklı, yani yok. Uğraşırken bir şekilde vpn kurup bağlandım ama her an kesilebilir gibi.. Maceralar biriktirmeye devam ediyoruz. Artık Türkiye ile aramızdaki saat farkının 4 saate çıktı..

Moğolistan öncesi kısa Rusya geçişi devam yazısında..