Ürgenç Harezmi Oblastının en büyük şehri. Bu arada oblastı bölge demek. Ürgenç'in ilk intiba olarak büyük, düzenli ve temiz bir şehir havası var. Artık Mart ayının sonları olduğu için bahar gelmiş, meyve ağaçları çiçeklerini açmış, ılık bir hava hakim. Karavanı park ettikten hemen sonra yukarıdaki fotoğrafta görülen Avesta anıtının oraya gittik. Etrafı açık geniş ve güzel bir parkın içerisinde bulunuyor. Sonrasında hemen yakınındaki Avesta müzesini görmeye gittik.
Burada azcık bilgi verelim. Avesta kutsal metin anlamına gelir ve bazılarınca dinlerin atası sayılan Zerdüştlüğün Kutsal kitabının adıdır. Zerdüşt'ün doğduğu ve yaşadığı, dolayısı ile Zerdüştlüğün de doğduğu topraklar buralardır.
Buradaki Avesta Müzesi gerçekten ilginç. İnanılmaz tarihi eserler var ve o kadar ortalığa dağıtılmış, korunaksız, güvenliksiz bir şekilde duruyorlar. Bizi müzenin kurucusu ve direktörü olan 82 yaşındaki Kemal amca karşıladı. Türkiye'den geldiğimizi öğrenince özellikle ilgilendi ve bize müzeyi kendisi gezdirerek eserleri tek tek anlattı. Kendisi de Zerdüştlük üzerine kitaplar yazmış. Ömrünü bu müzeyi oluşturmaya adamış, oldukça donanımlı bir amca. Müzede 2 milyon yıllık taşlaşmış ağaç fosilinden 2 bin yıllık kafatasına kadar pek çok eser var. zerdüştlüğe dair çok sayıda resim var. En önemli eserlerden olan Ali Sir Nevai'nin el yazması Kuran'ı ortalıkta korunmasız bir şekilde duruyor olması şaşırtıcıydı.
Aslının Taşkent'te olduğunu söylediği Hürrem Sultan'ın nü tablosunu gösterdi. Tabloyu kapatan önündeki eşyaları açtıktan sonra bize gösterdi. Neden kapalıydı diye sorduk, normalde Müslümanlara göstermiyorum ama sizin görmenizde sakınca görmedim dedi.
Aslının Taşkent'te olduğunu söylediği Hürrem Sultan'ın nü tablosunu gösterdi. Tabloyu kapatan önündeki eşyaları açtıktan sonra bize gösterdi. Neden kapalıydı diye sorduk, normalde Müslümanlara göstermiyorum ama sizin görmenizde sakınca görmedim dedi.
Ürgenç'de Celalettin Mengüberdi'nin çok büyük bir at üzerinde heykeli var. orada konuştuğumuz görevliler bize Osmanlı'nın kurucusunun babası diye tanıttılar. Harezm ülkesi Moğol saldırısına uğrayınca babası öldürülmüş, erkek kardeşi Cengiz Han ile anlaşma yapmış. Celalettin Mengüberdi, Cengiz Han ile savaşmış ve yenilince Diyarbakır'a sığınmış ama Diyarbakır'da öldürülmüş. Celalettin Mengüberdi yada diğer adı Celaleddin Harzemşah, Harezmşahlar devletinin son hükümdarıdır.
Urgenç'de gezdikten sonra aslında biraz Buhara yoluna gelelim demiştik. Çünkü Buhara 420 km uzaklıkta ve artık uzun yollar istemiyoruz. Ama baktık Celalettin Harzemşah atlı anıtının önünde ciddi bir konser hazırlığı var, sorduk ve yarın saat 11 de konser var dediler. Madem öyle kalalım dedik.
Tam anıta 100 m mesafede park edip, konakladık. Sabah erken saatte insanlar gelmeye başladı. Saat 10'dan sonra biz de gittik. Biz bekliyoruz ki herhalde Nevruz nedeniyle konser, gösteri olacak. Meğerse Özbekistan'da 30 Nisan 'da Anayasa referandumu varmış. Bu toplantı da onun içinmiş. Arada şarkılar olsa da çoğunlukla propaganda konuşmaları devam etti. İnternetten baktım, demokrasileri bizden farklı değil. Bir torba Anayasa değişikliği hazırlanmış, içinde güya iyileştirmeler var ama asıl maddesi Başkanın görev süresini 5 yıldan 7 yıla çıkartıyor.
Orada tanıştığımız çok az Türkçe ve İngilizce bilen bir doktor hanıma sordum. Herkes Anayasa değişikliğini onaylıyor mu, Hayır diyen yok mu? dedim. Herkes evet diyor dedi. Eee o zaman neden oya sunuluyor diye güldüm. O arada dikkatimizi birisi çekti. Genç bir adam sürekli dibimizde ve kulağı, dikkati hep bizde. Konuyu kapattık. Nemize lazım, yaban ellerde tufaya gelmeyelim!.
En iyisi Buhara yoluna çıkmak..
Buhara'ya ulaşmak kolay değil. Urgenç Buhara arası 420 km ve bildiğin çöl. Gerçekten çöl, zaten Kızıl Kum çölü 'de burası. Yolda bir ara bizi polis durdurdu. Kontağı kapatın ve şoförler dışarı çıksınlar dedi. Biz şaşkınlıkla ne oluyor diye bakınıyoruz. Polise hayırdır diye sordum ve öğrendim ki çöl boyu yorulup, dikkati dağılan şoförlere zorunlu 5 dakika istirahat ve kendine gelme molası verdiriyorlarmış. Öğrenince hem rahatladık hem de uygulama hoşumuza gitti.
Buhara'ya ulaşmak kolay değil. Urgenç Buhara arası 420 km ve bildiğin çöl. Gerçekten çöl, zaten Kızıl Kum çölü 'de burası. Yolda bir ara bizi polis durdurdu. Kontağı kapatın ve şoförler dışarı çıksınlar dedi. Biz şaşkınlıkla ne oluyor diye bakınıyoruz. Polise hayırdır diye sordum ve öğrendim ki çöl boyu yorulup, dikkati dağılan şoförlere zorunlu 5 dakika istirahat ve kendine gelme molası verdiriyorlarmış. Öğrenince hem rahatladık hem de uygulama hoşumuza gitti.
Artık akşam oldu ve artık Buhara'dayız...