Posof sınır kapısına 34 km mesafede bulunan Ahıska, bizlerdeki Ahıska Türkleri bilgisi nedeniyle farklı çağrışımlar uyandırıyor. 1944 yılında Türkiye'ye yakınlığı nedeniyle potansiyel tehlike olarak görülen Ahıska Türkleri 3 gün içerisinde trenlere bindirilip,40 bini Kazakistan,30 bini Özbekistan,16 bini de Kırgızistan'a sürgün edilirler.
Ben yine de Ahıska'da Türk kültürünün izlerini görebileceğimi düşünüyordum. maalesef hiç öyle bir iz,Türkçe bir söz yada yazıya denk gelmedim. Türkiye'ye bu kadar yakın olup ta, bu kadar ayrı kültür olması insanı şaşırtmıyor değil.
Ahıska'da gezip görülecek en güzel şey aslında sadece Ahıska kalesi..Kale deyince öyle eskimiş yıkılıp, dökülen bir kale olarak düşünmeyin. Kale çok büyük, şehri tam tepeden gören bir tepeye kurulmuş. En önemlisi de Kaleyi çok güzel restore etmişler. her yıl burada müzik,sanat festivalleri düzenlenmeye başlanmış. Sadece Kaleyi gezmek bile 3-4 saatinizi alabiliyor. Hele bizim gibi yazın sıcağına denk gelmişseniz,Allah yardımcınız olsun demem lazım.
Ahıska Kalesini klasik taş yığını, eski duvarlar olarak düşünmeyin.Kale içerisindeki eski eserler çok güzel toparlanmış ve hoş mekanlar haline getirilmiş.
Kaleden manzara ve şehrin görüntüsü.
Madem ki bu kale kültür-sanat kalesi olarak seçilmiş, bizde biraz Fotoğraf sanatı çalışması yapalım dedik :) ..Yol arkadaşım, sevgili kuzenim Berna'nın Fotoğraflarını çekmeye çalıştım.
Ahıska'nın yine eli düzgün, en güzel restoranı bu kale içerisinde bulunuyor. Burada çok güzel yemek yeme ve güzel Gürcü şaraplarından içme şansınız var.
Burada kuzenimin şarabının içerisine bir sinek düştü ve garson kızı çağırdı. Kız Gürcüceden başka bir dil bilmiyor. Kuzenim akıcı İngilizcesi ile sinek düştüğünü,kadehini değiştirmelerini istediğini anlattı olmadı.Türkçe anlatmaya çalıştı olmadı, Kız sadece bakıyor,bu ne anlatmaya çalışıyor diye. Ben elimi havaya kaldırıp, vız vız vııız deyip,parmağımla kadehini işaret ederek cuuup dedim. Kız gülerek okey okey deyip kadehi alıp gitti ve yenisini getirdi. Sadece Türkçe bilen ben, bazen az şey bilmenin daha yaratıcı çözümler ürettirebildiğini göstermiştim..( züğürt tesellisi :) )
Ahıska şehir merkezindeki kilise ve bahçesindeki heykel ayrıca görülecek yerlerinden sayılabilir. Burası Batum ve Tiflis'i gördükten sonra Gürcistan'ın köyü sayılması gerekir ama Ahıska adının biz Türklerdeki çağrışımı nedeniyle ayrıca yazmak istedim.
Gürcistan'da şarap kadar,belkide daha ünlü içecekleri Gürcü Votkası. Gürcü votkasının ev yapımı olanı da Çaça denilen votka. Bu ev yapımı votkayı Gürcistan gezimiz boyunca aradık ama satışı yasak olduğu için bulamadık. Kaledeki gezimizden sonra kaldığımız 2 katlı küçük, butik otele dönerken, ki burada öyle büyük,lüks oteller zaten yok, bakkaldan otelde içmek için şarap aldık. otelin küçük bahçesinde şarabımızı açtık ama şarap o kadar kötü çıktı ki, ufaktan bir moralimiz bozuldu. Bu arada otelin sahibi yanımıza geldi elinde küçük pet şişede bir içecek, çaça içmek ister misiniz dedi. Bizdeki sevinci görmeliydiniz. Çaça ev yapımı votka imiş ama öyle böyle değil,%70-80 arası alkol içerdiğinden zaten tadına bakmalık ancak içilebilen bir şey. resmen yemek borunuzdan mideye inerken her santiminizi hissettiriyor. Yani akıllı adamın içeceği bir şey değil. Yanımda eve getirmek için 1 lt lik çaça da getirdim ve kimse içmeye cesaret edemiyor. O derece yani. Dostlara tattırmaya hazır bekliyor..
Ertesi sabah erkenden Kars-İstanbul uçağını kaçırmamak için erkenden kalkıp yola çıktık.İlk önce açık bir market bulup, Gürcülerin değişik meyveli gazozların dan satın alıp, araba ile karşı şeride geçip Türkiye'ye doğru yola koyulduk ki 1 km gitmeden arkamızdan polisin durun dediğini tahmin ettiğimiz anonsu ile sağa çekerek durduk. Gelip evraklarımızı aldı ve bekleyin dedi.nedenini anlamaya çalıştık,zar zor, marketin önünden direkt karşı şeride geçmenin suçlusu olduğumuzu tahmin ederek anladı gibi. Aradan 10 dk geçti,yanlarına başka bir polis aracı, biraz sonra başka bir polis aracı geldi. Bira anda 3 polis ekibi arkamızda,sanırsın uluslararası suç işlemişiz. Derken Karşı yönden daha donanımlı gözüken, önünde monitör falan olan 4. ekip arabası geldi, diğerleri evrakları ona verip gittiler. Epeyce bekledikten sonra 40 lari lik ( yaklaşık 50 tl ) ceza tutanağını elimize verip,güle güle dediler. Gürcistan'ın daha yeni devlet olma yolunda ve polis devleti görüntüsünün çok bariz olduğunu bir kez daha teyit ettik..
Haa bu ceza Gümrükten çıktıktan sonra ara bölgede ödeniyor. yani isterseniz ödemeyebilirsiniz de dediler. Ama bir daha Gürcistan'a giremezsiniz dediler. Biz 50 tl için bir kapıyı kapatmayalım diye tabii ki ödedik...