" Her yer en az bir defa görülmeyi hak ediyor "

TUNCELİ - ELAZIĞ

 


Karavan ile doğu gezimizin en merak ettiğimiz yerlerden birisi Tunceli'deyiz. Tunceli bizi şiddetli yağışla karşıladı.. Munzur çayı çamur akıyor. Üstelik Munzur Milli Park internet sitelerinde karavan kamp alanı var görünüyor ama gerçekte öyle bir yer yokmuş. Bu yağmurdan sonra çayın bulanıklığının gidip, yüzülecek hale gelmesi bir kaç gün alırmış. O da başka yağmazsa.. Çok övülen Tunceli merkez araba ile baştan sona 10 dk. Munzur çayında yüzemedikten sonra geriye bir şey kalmıyor. Sanırsam tez vakitte kaçarız..


































Şehirde gezip görülecek fazla bir şey yok. Sanırım Tunceli'li dostların ( gerçi onlar Dersim diyor ) çok fazla övdüklerinden olsa gerek, beklenti büyüktü , belki ondan küçük geldi..
Dikkatimi çekenler.. Şehir, caddeler sokaklar oldukça temiz. Gezdiğimiz diğer doğu illerinden sonra insanın içini açıyor. Diğer illerde hemen her tabelada Türkçe ve Kürtçe yazarken burada Kürtçe tabela neredeyse hiç yok. Kapalı, hele ki kara çarşaflı kadın hiç görmedim dersem yalan olmaz..
Bütün şehri iki saatte gezmek mümkün. Biz de öyle yaptık ve sonrası Ovacık tarafına kaçtık. Munzur'a bakan büyük bir öğretmenevi var, karavanla onun önünde kalmak mümkün.


































Ovacık küçük bir yermiş ama gerçekten sert dağlar arasında bir ova. Çarşı pazar küçük, arka taraflarda lüks sayılacak villalar bile var. Burada asıl ünlü olan Munzur çayının çıktığı yer. Şimdilerde su çok azaldı diyorlar ama azalmış hali bile çok fazla. Koca dağların altından oluk oluk buz gibi su çıkıyor. Suya ayağımı soktup, ona kadar zor saydım.. o derece..
Suyun çıktığı yerin yürüme mesafesinde Gözeler köyü var. Oradaki köprünün yanında konakladık. Bizden başka karavancılar da vardı. Oradaki en güzel konaklama yeri orası. Hemen yanında lokantalar, çay bahçeleri var. Gündüz köylülerin satış yerleri var. Su zaten her yerde ve bence Türkiye'nin en güzel suyu Munzur'da. Elektrik hariç her şey var. Akşamları Ağustos ayında bile soğuk ufaktan titretiyor. Hazırlıklı olmak gerekir.


Yurdum insanı işte
Vatandaş bir ay önce eşyalarını Otobüse yükleyip Antalya 'dan Tunceli 'ye gelmiş. Oradan minibüs ile Ovacık'a gelmiş.. Oradan da taksi tutup Munzur suyunun çıktığı gözelerin dibine yerleşmiş.. Üstelik bu 4. yıl gelişiymiş..
Biraz sohbet ettim. Milletten şikayetçi.. "ipini koparan buraya geliyor!" dedi.. Yurdum insanı işte.. Kendisine hak gördüğünü başkasına görmez..
Bir de.. Karşıdaki evin sahibi Amerika'da çalışıp emekli olunca gelip buraya yerleşmiş. Çok güzel bahçesi olan bir ev yapmış.. Vatandaş diyor ki.. Çok kibirli bir adam o, hiç selam vermiyor!.. Düşündüm de.. Tee Amerika'da çalış emekli ol, doğası güzel diye memleketine gel yerleş ve her gün bu manzaraya bak.. Kim haklı, bilemedim!






Munzur Gözeler de bir gece kaldıktan sonra istikametimiz Elazığ yönü oldu. Pertek arabalı feribotunun muhabbeti çok ilginçti. Gerisi videoda..



























2-3 saat saat kadar Elazığ'da dolaştık, en meşhur yeri Harput kale bölgesine çıktık. Sonrasında Keban ilçesine gelip konakladık. 5 yıldır kimseye Keban barajını görmeye izin vermiyorlarmış. Ancak çok uzaktan görebildik..

BİTLİS - MUŞ

 


Karavan ile Doğu gezimizin Van gölü kenarındaki gezimiz devam ediyor. Göl kenarında bir süre gittikten sonra yolumuza yakın olan Nemrut Krater gölünü görmeye gidelim dedik.. Gölün yolu gerçekten çok kötü. Toz toprak içinde, bozuk bir yol. Bir saat gidip, aracı park edecek yer bile zor bulunan bir göle varılıyor.





Manzara desen vasat, yüzeyim desen mümkün değil, yürüyüş yapayım desen öyle bir yer yok. Uğramaz olaydık diyeceğim de, beni gezi notlarımdaki sloganım "her yer en az bir defa görülmeyi hak ediyor!".. Üstelik "acelen varsa ne işin var karavanda!" sözü de bana ait )).. Yarım saat biz göle baktık, o bize baktı, gerisin geri kaçtık..






































Ahlat çok küçük bir ilçe ama göl kenarında olunca manzaralar güzel. Ama asıl Ahlat mezarlığı muhteşem.. Orası medeni dünyada olsa milyonlarca insan ziyaret eder, fabrika gibi para basardı.. Burada olunca koyunlar otluyor. Neyse konuyu fazla dağıtmayalım, yolu düşenler görmeden geçmesin.








Ahlat'ta gece nerede kalırız diye bakarken aklıma geldi. Malum burada şahsımın sarayı var. Orası şahsımın değil milletimin sarayı diyenlere sorsam.. Milletin bir ferdi olarak, gelmişken orada kalabilir miyiz acaba?. Yok kalamazmışız. Göl kenarında Öğretmenevi ve bitişiğinde Uygulama oteli var. Onların otoparkı karavanla kalmak için uygun. Hem güvenlik hem manzara için başka yer bakmaya gerek yok..
Sabah göl üzerinden güneşin doğuşu çok güzel, kaçırma dediler. Sabah 5.30 gibi iskeleye indim, güneş çoktan doğmuş. Arkadaş ben nereden bileyim daha da erken doğduğunu. İskeleye inmişken şahsımın sarayını çektim, fotoğraflarda anlaşılır orası..



















Van'dan Tunceli tarafına geçmek için Muş'tan geçiliyor. Muş ovası gerçekten büyük bir ova. Muş'un kendisi sanırım memleketin en vasıfsız, en bakımsız şehirlerinden. Karavanla şehre girdik, 5 dakika sonra çıktık. O kadar küçük ve baktık görmeye değer hiçbir şey yok. Kötü binalar ve sokaklardan başka, ki onlar zaten her yerde.. Muş'ta görülecek tek yer Murat Köprüsü dediler, gördük, görüntüledik..
Köprünün olduğu yerde lokantalar, çay bahçeleri filan var. Büyük bir otopark da var. Yani istenirse karavanla kalmaya uygun. Köprüden başka görmelik bir şey olmadığı için biz kalmadık ama o yol üzerindeki en uygun yer yine de burası olarak görmüştüm.
Yalnız şahsım tembel bir insan olduğumdan artık 2 kiloluk fotoğraf makinamı taşımıyorum . Gezi boyu tüm fotoğraflar İphone'umdan.



1993 yılında PKK pususu sonucu hayatını kaybeden 33 er için Bingöl'e 13 kilometre uzaklıkta bulunan ve "Anıttepe" ismi verilen yerde Türk Bayrağı şeklinde anıt yapılmış, 33 şehit askeri simgeleyen 33 metre uzunluğundaki direğe Anıtkabir'den getirilen 10 metrekarelik dev Türk Bayrağı asılmak suretiyle askerlerin temsili resminin olduğu anıt mezarı yapılmış. Burada kısa bir mola vererek terörü, yapanları, yaptıranları, aracı olanları bir defa daha lanetledik. Askerlerimizin anısı önünde saygı ile eğildik..

Bundan sonraki durağımız. bizim de çok merak ettiğimiz Tunceli olacak.. Orada görüşmek dileği ile..