Nemrut dağı, dünya da güneşin doğuşu ve batışının belkide en güzel izlenebildiği, UNESCO dünya kültür mirası listesinde olan, tanrıların dağı. 2206 m yüksekliği ile dünyanın en yüksek açık hava müzesi.
Benim Nemrut'a ikinci gitme girişimim. İlkinde şubat ayı olduğundan, zirveye 4 km kala, kar yolları kapatmıştı ve bizim zirveye çıkmamıza izin vermemişti. Bundan da anlaşılacağı üzere, eğer Nemrut'a gitme planı yapacaksanız, yaz aylarını tercih etmelisiniz.
İlk Nemrut denememden bir kare. Karşıda Nemrut zirvesi ve ben ancak uzaktan bakabildim.
Nemrut'a Adıyaman Kahta ilçesinden yola çıktık. Kahta- Nemrut arası 65 km.ve yaklaşık 2 saat sürüyor. Dar,virajlı,dik yollardan tırmanarak zirveye 500 m. kala,son noktada, arabayı park ettik. Park yerindeki büfeden güneşin batışına karşı içmek için şarap alalım dedik, her halinden çok kalitesiz olduğu belli olan, uyduruk şaraplara 40 tl fiyat söylenince, tanesi 10 tl olsa da, bildik biralardan almayı tercih ederek, yola koyulduk. 500 m. yol ne ki demeyin, o kadar dik ki, birazda soğuk ve yüksek rakım nedeni ile,yaklaşık 30 dk. yürüyorsunuz. Yolda taksi de var, binmek isterseniz ama bildiğiniz taksilerden değil.Yerel vatandaşlar eşeklerini,taksi taksi diye bağırarak,sizi eşek sırtında zirveye taşımaya çalışıyorlar.
Dillere destan,Nemrut'tan güneşin batışını izliyoruz. Hava biraz sisli gibi ve istediğim netlikte fotoğraflar çekme şansım olmasa da, orada olmanın, bu dünyanın 8. harikası sayılan yerde olmanın garip bir huzurunu içimizde hissediyoruz.
Biz daha biraları bitirmeden,görevli kapanış saati geldi,alanı boşaltalım diye bağırmaya başlıyor. Biz buraya ne zahmetle geldik,hemen gitmeyiz modunda, keyfimizi bozmadan,soğuktan titremeye başlayınca, aşağıya inmeye başlıyoruz.
Bu arada küçük bir anektod paylaşmak isterim. Bizi Adıyaman'dan Nemrut'a götürecek minibüse bindiğimizde, teypte yanık bir kürtçe türkü çalıyordu. Grubumuz da olan yaşlıca bir yolcu, şoföre, onu kapat, ne o öyle, sizin türküleriniz bunlar değil, Nemrudun kızını çal mesela falan dedi. Şoför,garibim çok bozuldu ama müşteri işte ne yapsın, mecburen kapattı. Ben döndüm, beyefendi vatandaşın hangi türkülerin kendilerinin türküleri olduğuna, siz mi karar vereceksiniz dedim ve ufak bir gerginlik yaşadık. Israr etsem de şoför,yolculuk boyunca bir daha müzik açmadı...
Bu bölgede birçok tarihi yapı,anıt,görülesi yerler var. Bunlardan birisi de Karakuş Tümülüsü. Kommagene kraliyet ailesine ait olan bu anıt mezar,adını güneydeki sütun üzerinde duran kartal heykelinden almaktadır.
Anadolu'nun bilinen en büyük Grekçe kitabesinin bulunduğu Arsameia bu bölgede bulunuyor.Kral Antiochos'un tebessüm ederek Herakles'le tokalaştığı rölyefte burada bulunmakta.
Dünyanın halen kullanılmakta olan en eski köprülerinden kabul edilen, Cendere Köprüsü.120 m. uzunluğunda,7 m. genişliğinde olan köprünün yapımında, her biri 10 ton ağırlığında olan 92 kaya kullanılmıştır.
Adıyaman'a gelipte Atatürk Barajını görmemek olmaz ki. Fırat nehri üzerindeki Türkiye'nin en büyük, Dünyanın 6. büyük barajı olan, devasa barajın seyir cafe'sinde olmaz sa olmaz pozlarımızı veriyoruz ..
Uzun yıllar işyeri hekimliği de yapmış olan beni, baraj alanındaki, baraj inşaatında ölen işçiler için yapılan anıt, gezimin en hüzünlü görüntüsü olarak, zihnimde yerini alıyor....