" Her yer en az bir defa görülmeyi hak ediyor "

KARAVAN İLE DOĞU TURUMUZ

Bu başlık altında İstanbul'dan başlayıp kabaca boydan boya sahil yolundan Artvin'e kadar, oradan Kars, Ağrı, Tunceli, Bingöl, Sivas rotasından tekrar İstanbul'a geldiğimiz gezimizin ana durakları hakkında fotoğraflar, notlar paylaşmaya çalışacağım. Pek çoğunu daha önce farklı yerlerde paylaşmıştım ama pek çok notlarım gibi, bunlar da burada derli toplu şekilde bulunsunlar istedim. 

Aslında gerçek bu ama olabildiğince insanların keyfimi kaçırmalarına izin vermiyorum. Ben hala daha güzellikler paylaştıkça çoğalır diyorum!..

Burada aralarda, konu denk geldikçe karavancılık hakkında bilgiler de bulabileceksiniz..

Kaynak gösterme nezaketi gösterenler, notlarımı dostları ile paylaşabilirler..

Ayancık'tan başlayalım..
Sinop'tan çıktım yola
Ayancık'ta verdim mola
Durağandan yar sevdim
O beni sevdimi ola
Ayancık Gerze Erfelek
Güzelleri bir melek
Yazı beraber geçirdik
Kışın ayırdı felek








Türkiye'de ilk kız voleybol takımının kurulduğu, Uludağ'daki ilk teleferiğin yapıldığı yer (buradan satın almış Bursa belediyesi). Sahili belediye tarafından koruma altına alınıp imara kapatılmış, su ve elektrik altyapısı Türkiye'deki en gelişmişlerden biri olduğu söylenen, şirin evlere ve şirin insanlara sahip bir ilçe.
Karavanla konaklamak için sahilde karavanı park edebileceğiniz her her uygun. Yok ben doğada kalmak istiyorum derseniz 8 km uzaklıktaki Akgöl çok uygun, güzel bir yer. İçme suyu hariç başka bir şey bulamazsınız. Buralara gelmişken bence Türkiye'nin en iyi mağaralarından İnaltı mağarasını görmemizi öneririm ama 40 km kadar uzaklıkta ve maalesef yolu çok kötü.


Ginolu Koyu
Çatalzeytin / Kastamonu












Memleketin az bilinen cennet köşelerinden birisi. Denize doğru uzanan kara parçasının bir tarafı koy, diğer tarafı balıkçı barınağı. Koy olduğu için Karadeniz'in o meşhur dalgaları yok. Dolayısı ile rahatlıkla yüzülebilir. Karadeniz'de hemen bütün balıkçı barınakları Karavan konaklaması için uygun ve güvenli yerlerdir. Eğe'deki gibi kimse yassah kardeşim demez. Yolunuz düşerse öneririm..


Bolaman / Ordu











Hani doğu Karadeniz'e araba ile giderken eskiden Türkiye'nin en uzun tüneline girdiğiniz yer (şimdilerde en uzunu Ovit tüneli). İşte o tünele girmeyip eski yoldan birkaç yüz metre gidince böylesi şirin bir yer Bolaman. Fotoğraflarda görülen cami ile deniz arasında kalan geniş bir park alanı var. Gece orada konakladık. Camiden su alınabilir, wc si kullanılabilir. Sokak lambaları yeterince aydınlık yapıyor. Güvenlik sorunu yok.
Pek çok yer gibi Bolaman'ın da pidesi meşhur. Denk gelirse güzel deniz balığı bulabilirsiniz. Karavanla Karadeniz'e gidiyor iseniz zaten o uzun tünel yerine eski sahil yolunu tercih etmelisiniz. Yol çok virajlı ama bir o kadar da manzaralı. Üstelik yol üzerinde uzun saçlının yerinde çay molası verebilirsiniz. Ama asıl Yason burnunu görmeden oralardan geçip gitmek olmaz..

Çaytepe Köyü / Perşembe / Ordu








Ünlü Yason burnunun bulunduğu köy. Son zamanlarda burada yapılan saçma inşaatlar ile gündeme gelmişti. Ayrıca yakınında yalancı Yason denilen bir burun daha var. 3 bin yıllık antik havuzların bulunduğu yalancı yasonun önündeki burun meğerse çok yakın arkadaşımınmış. Gelip kulübe yaparız dedim ama çivi çakmak bile yasakmış..
Trabzon'da anlatmışlardı ama yok canım demiştim. Burada da anlattıklarına göre doğru demektir. Kastamonu'da ağaç düşebilü, ayı çıkabilü derlerya artık Karadeniz'den domuz da çıkabiliyormuş. Şaka gibi. Domuzlar suya girip uzun mesafe yüzebiliyorlarmış. Balıkçı ağlarına takılmaya başlamışlar.. Artık tarlalara sadece dağlardan değil denizden çıkan domuzlar da zarar veriyormuş. Denizde yüzerken domuz ile karşı karşıya geldiğinizi düşünsenize.

Buralarda Karavan ile her yerde kalınabilir ama önerim çok yakınındaki Çaka plajı.. Bölgedeki kumluk en güzel plaj burası. Karavanla konaklamaya uygun. Sadece su için çeşme var.


Ordu - Aybastı / Perşembe yaylası
















Çektiğim fotoğrafların bazılarını buralarda yayınladım. Biraz da insanından söz etmek istiyorum. Daha ilk gittiğimiz gün buralar güvenli mi, karavanı nereye park edelim diye sorduğum esnaf arkadaş, istediğiniz yere çekin ve en ufak sıkıntı yaşamazsınız diye anlattı. Sonra bir zabıta memuruna denk geldik, o da aynı şeyi söyledi, en ufak sıkıntınızda bize haber edin yeter dedi.
Karavanı çektiğimiz evin yakınındaki amca sürekli bir ihtiyacımız olup olmadığını sordu. İçmek için daha lezzetli dedikleri uzak çeşmeden aldığı sudan bize de getirdi. Komşusu yaşlı teyze ortalıktan ısırgan otu toplamayın, inekler pislemiş olabilir, gelin bahçemden toplayın dedi. Kendi toplayıp pişirdiği yöresel bir ot yemeğinden bize de getirdi Otlardan anlamadığım için ne olduğunu hala bilmiyorum. Oradan pat pat dedikleri ufak traktör ile geçen vatandaş süt, peynir lazımsa getireyim diye defalarca sordu.
Göl yakınındaki vatandaş bahçelerine çaya davet etti.. Adı çay ama biz rakı içiyoruz ona göre, siz ne içerseniz dedi. İki defa gelip ısrarla davet edince kıramadık. Gece 12 ye kadar oturup sohbet ettik..
Başka akşam yine çok şirin bir aile karavanın içini görmek istediler. Biraz konuşunca akşama mutlaka eve bekliyoruz dediler. Ben bakarız filan diye geçiştirdim ama telefonumu aldılar. Gece 22.30 da tekrar arayıp hala gelmediniz, bekliyoruz diye ısrar edince kıramadık. Gittik ve gece saat 01 e kadar keyifle sohbet ettik. Ellerindeki Gürcü şarabından tattırmak istediler ama geç oldu diye içmedik, sanırım hata yaptım..

Çok yakın sınıf arkadaşımın bir hastası o yaylada koyunları olan çobanmış. Benden habersiz ona haber vermiş, benimle görüşüp,ihtiyacımız varsa yardımcı olmasını rica etmiş.. Çoban arkadaş geldi sabah kahvaltıda oranın meşhur kuzu etinden yedirmek için nasıl ısrar ediyor. Yaw arkadaş biz artık şeerli olduk, kahvaltıda kuzu eti yersek ölürüz diyorum ama ikna etmek ne mümkün. Kuzu keseyim size diye ısrar ediyor. Evet bir kuzu kestirdim ama kasaba ne kadar paraya veriyorsan parasını alırsan diye söz alarak..15 kiloluk kuzu eti sonra yenilmek üzere karavan buzdolabına konuldu..
Sohbetler ister istemez güncel politik durumlara kayıyor ve gördüm ki bölge insanının politik bilinci ortalama yurdum insanının çok üzerinde. Güya büyük şehirlerin göbeğinde yaşayan ama dünyadan bir haber yığınları bildiğim için, dağ köylerinde yaşamalarına rağmen o denli olup bitenin farkında olmalarından ayrıca çok mutlu oldum..
İzin almadığım için isimleri yazmadım ama burada ufaktan bir mikro milliyetçilik yapacağım. Karadeniz'in özellikle yüksek köylerinde hala çıkarsız, küçük hesaplardan uzak sıcak, samimi insanların varlığını görmekten gerçekten mutlu oldum.

Yolunuz o bölgeye düşerse, uzak deneyim, gidin görün derim..

devam edecek..