Finlandiya son derece temiz,düzenli refah seviyesi yüksek,modern, 188.000 göl ve bir o kadar da adacıktan oluşan, yeşil bir İskandinav ülkesi. Bir o kadar da soğuk, yağmurlu bir ülke. Biz Haziran ayının sonlarında gitmemize rağmen, İstanbul'da sıcaklığın 40 derecelerde olduğu bilgisini alırken, soğuktan titrediğimizi hatırlıyorum. Kışın nasıl bir soğuk vardır, tahmin bile edemedim. Haziran sonu gittiğimizde gece 12 ye doğru hava kararır gibi oluyor ve sabah 3 den sonra tekrar aydınlanmaya başlıyor. Otelde kalın perdeleri çekmemiş iseniz sabah olduğunu sanabilirsiniz.
Helsinki büyük bir laman kenti. Limanda devasa yolcu gemilerini görmeniz mümkün. Şehrin en hareketli bölgesi de bu liman bölgesi. Burada lüks restaurantlar olduğu gibi, çadırlardan yapılmış,taburelerde oturup,ucuza karnınızı doyurabileceğiniz küçük lokantalar da mevcut. Aynı zaman da semt pazarı gibi kullanılan bu bölgede, sebze meyve veya kıyafet, hediyelik eşya falan alabileceğiniz pazarcılar da bulunmakta.
Yukarı da resmini gördüğünüz Bland Cathedral in önünde selfimizi çekerek gezimize başlıyoruz. Merkezde yürüyerek bir çok yeri görme şansına sahipsiniz. Mesafeler çok uzak değil. Tek problem yağmurlar. Hava birden kapanıyor, buz gibi soğuk oluyor ve yağmur başlıyor. Yağmurlukları çıkarıp giyiyoruz, yarım saat geçmeden,yağmur kalıyor ve güneş çıkıyor ve hava sanki birden ısınıyor. Bir süre sonra buna da alışıyorsunuz.
Helsinki tarihi olmaktan çok modern bir şehir. Her Avrupa ülkesinde olduğu gibi burada da en ihtişamlı binalar kiliseler veye kathedraller. Burada önemli bir ayrıntı, özellikle gençlerin din ile pek ilgili olmadıkları. Sokaklarda kilise reklamı veye hristiyanlık reklamı yapan afişler vs. dikkati çekiyor. Edindiğimiz bilgi, bunların insanların kiliseye ilgisini artırmaya yönelik çabalar olduğu şeklinde idi.
Sokakta gezerken tesadüfen Magnum un tarihi dondurmacısına rastlıyoruz. İçeride kuyruk olmasına rağmen, farklı deneyim diyerek kuyruğa girmeyi göze aldık. En hoş tarafı ise kendi Magnum'unuzu kendiniz yapma deneyimi yaşamanızdır.
Helsinki aşk köprüsü. İnsanlar üzerinde sevgi, aşk veya kalp resimleri olan kilitleri, köprünün tellerine takıp,anahtarını da denize atıyorlar. Böylece aşklarının sonsuza kadar sürmesini diliyorlar. Bizdeki çaput bağlamanın daha naif, yaratıcı bir versiyonu..
Upsenski Ortodoks Katedrali
Liman bölgesinden manzaralar
Parkta çıplak kadın heykelleri
Yürümekten yorulmuş olan ben, orijinal dinlenme bankında mola vermişken
Helsinki sokakları
Çağdaş Sanat Müzesinde ilginç tasarım. Odaya girişte duvarda ayna var zannediyorsunuz. Oysaki tamamen izdüşüm.
Vinçle yukarıya çıkıyorsunuz ve orada bir saat yemek yiyebiliyorsunuz
Kısa bir tekne yolculuğu ile gittiğimiz Turku adası. Yarım günümüzü keyifle geçirdiğimiz, şirin bir ada. İçerisinde bir üniversite bile bulunan, eski kalenin olduğu, film platolarını andıran, görsel olarak çok hoş bir yer.
Son olarak Helsinki'ye gitmeyi düşünenlerin asla pişman olmayacaklarını, farklı kültürlerle tanışacakları, güzel deneyimler edineceklerini gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.