" Her yer en az bir defa görülmeyi hak ediyor "

BALKAN YOLLARINDA


Baştan söyleyeyim bu yazı biraz farklı olacak. Tek bir yerin gezi yazısı yerine,daha çok yol yazısı olacak.Bayram tatili öncesi izine ayrılıp, 2 haftalık tatil planı yapmak gerekince, 3 günde planlanmış bir gezinin yazısı olacak.

25 haziran cumartesi günü başlayacak tatil için, bir son dakikacı olarak, alternatiflere bakarken, birden aklıma kendi arabam ile Balkanlara gitmek geldi. Daha önce Sırbistan,Bosna Hersek, Hırvatistan taraflarını araç kiralayarak gezmiş olmanın deneyimi de olunca, daha yakın olan yerlere kendi aracımla gitme fikri cazip geldi. Bu cazibede son dakika uçak fiyatlarının yüksek olmasının da katkısı oldu tabii ki..

Rota planlaması yapmaya çalışırken fark ettim ki, Balkanlara kendi arabası ile gidenlerin yazdığı notlar, çokta yakın tarihli değil.Güncel bilgi,deneyim paylaşmamın faydalı olacağını düsündüm.

12 gün sürecek gezimizi Bulgaristan'dan başlayarak Plovdiv (1), Üsküp(2), Karadağ Uljing(2),Karadağ Budva(3),Tiran(1),Ohrid(1),Kavala(1) gece konaklama olarak planladık. Gerekirse yolda iken değişiklik yapma şansımız olacak.Telefonuma google haritasını çevrimdışı olarak indirdim ama asıl bana yol gösteren yüklediğim İgo haritası oldu. İgo'yu herkese tavsiye ederim, internetsiz navigasyon olarak bence bir numara..
Önce aracın bakım kontrollerini tabii ki hızlıca yaptırdım. Bankadan yurt dışı çıkış harçlarını aldım, seyahat sağlık sigortası yaptırdım. Seyahat sağlık sigortasını her yurt dışı gezimde mutlaka yaptırıyorum, ne olur,ne olmaz. Bu sigorta sadece shengen ülkeleri ise daha uygun ama, biz Makedonya,Kosova falan gideceğimiz için garanti olsun dedim, Tüm dünya 15 günü kişi başı 35 tl zaten, riske etmeye değmez dedik.Arabamın kaskosuna da tüm dünya geçerli kasko zeyilnamesi yaptırdım.Artık yola çıkma zamanı..

Kapıkuleden çıkıp Bulgaristan'dan devam edeceğiz. Bunun aslında bir nedeni de sürücü belgemi henüz yeni tiple değiştirmedim. Yunanistan'a girmek için yeni sürücü belgesi yada Turingden belge isteniyor ki o da 300 tl civarı, doğrusu vermek istemedim.

Kapıkule'de yukarıdaki yeşil sigortayı da yaptırmak gerekiyor, 15 günlük fiyatı 63 euro.Kredi kartı ile de ödenebiliyor. Yaptırması kolay da yaptırılacak yeri bulması zor.Girişte polis Free shopların orada dedi, gittik cama bir not yazılmış,D3 blokta diye. Oraya ulaşmak ne mümkün sora sora tekrar pasaport kontrol noktasından geri çıktık,yaptırdıktan sonra vip kapı yazan yerden kimseye bir şey söylemeden araba ile tekrar girdik. Türk usülu garip bir şey oldu, yada kamera ile bizi takip ettiklerinden sormamışlardır belki de dedik.

Bulgaristan tarafında kuyruk uzun ve sıra çok yavaş ilerliyor. 1 saat kadar önümüzdeki 5-6 aracı bekledik.Önümüzdeki arabaları didik didik aradılar. O kadar ki bütün valizlerini yere boşalttırıp tek tek aradılar, arabaların kapı döşemesinin tornavida ile söküp içlerine baktılar. Daha ilk dakikadan ne oluyoruz yahu durumuna gelmedik değil. Sıra bize gelince polis bagaja şöyle bir yalandan baktı,sigara var mı diye sordu. Ben sigara kullanmıyorum deyince karşılıklı güldük, buyrun devam edin dedi. Garip bir şaşkınlık ve sevinçle araç yıkama yerine gittik. Öyle arabamız kirli olduğundan değil tabii ki. Bulgarlar girenden  haraç almanın yolu olarak bunu bulmuşlar. Araba uyduruktan bir fiskiyenin üzerinde duruyor,alttan yalandan bir su fışkırıyor,gişeye 3 euro verip geçiyorsunuz. Kapıdaki sıkıcı bekleyişten sonra insan bunu orada görmüyor bile.. 

15 km kadar gidince shell istasyonunda durduk. Burada 1 haftalık 5 euroya otoyol bileti alıp cama yapıştırdık. Güya Bulgaristan'da mazot ucuz diye depomu birazda ona göre ayarlamıştım. Bizden hiç bir farkı yokmuş bence ama depomu mecburen orada doldurtarak yola devam ettik.

Kapıkule- Plovdiv arası 162 km ve yol oldukça rahat. Booking den otelimizi ayırmıştım zaten ve haritada önceden kaydettiğim için hiç sıkıntı olmadan otele yerleştik.Plovdiv(Filibe) ve sonrasında gezdiğimiz yerleri ayrıca yazmayı düşündüğüm için şehir bilgilerini pas geçiyorum.
Geceye kadar Plovdiv'i gezip,böyle fotoğraflarda çekerek, sabahtan Üsküp'e doğru yol almaya başlıyoruz. Yol üzerindeki Sofya'da 2 saat kadar dolaşıp, şehrin havasını aldıktan sonra devam ediyoruz. Plovdiv- Üsküp arası 378 km ve Bulgaristan'da gece yolculuk yapmayın uyarıları aklımızda olduğu için fazla oyalanmıyoruz. Bu bölümde de yollar çok güzel,sorunsuz devam ediliyor. Bir dağın tepesinde geçiş kapıları var ve çok yoğun değildi,fazla beklemeden Makedonya'ya geçtik.Buradaki sınır bölgesi çok yeşillik, güzel  manzaralı yerler. Akşam olmadan Üsküp'teyiz.
Bulgaristan- Makedonya sınırı
Bu şehirde aslında 1 gün kalmak bile yetermiş ama, aklımızda o kadar işlenmiş ki, gezecek çok yer var herhalde diyerek 2 gün planlamıştık ve 2 gece kaldık. Buradan asıl gezmek istediğimiz Karadağ (Montenegro) Ulcinj'e gideceğiz. Burada yol olarak iki seçenek var. Ya Ohrid tarafından ya da Kosova tarafından gidilecek. Yakın olan Kosova tarafı ama bütün gezi yazılarında yolun çok kötü olduğu yazılıyor. Ama oteldeki görevlide,navigasyonlarda Kosova tarafını öneriyor. Bizde Kosova tarafından gitmeye karar veriyoruz.
Üsküp'ten çıktıktan yarım saat sonra Kosova sınırındayız. Kosova polisi bizim uluslarası yeşil sigortanın Kosova'da geçerli olmadığını söylüyor.Oradaki uyduruk bir barakada 15 euro vererek 15 günlük üstteki sigortayı yaptırıyorum. Allahtan kapıda kuyruk yok ve hemen sınırı geçiyoruz. Kosova'da Ferizaj-Prizren yolundan devam ediyoruz. Prizren'i biraz geçene kadar yol bozuk ama daha sonra 60 km  kadar Arnavutluk sınırına kadar çok güzel otoban yapılmış. Nato'nun yaptığı söylenen bu yol olmasa sahiden Kosova çekilmezmiş ama,artık Kosova yolu rahatlıkla tercih edilebilir.Aynı Otoban Arnavutluk tarafında da devam ediyor. Prizren-Laç-Shkoder yolundan devam ederek Karadağ'ın Ulcinj şehrine ulaşıyoruz. Toplamda 330 km lik yol ve iyiki de bu yoldan gelmişiz diyoruz. Yolda Arnavutluk'ta yediğimiz nefis oğlak etinden bifteği Arnavutluk yazısına saklıyorum :)
En uzun bekyişlerimizden birisi bu Arnavutluk-Karadağ kapısında oldu. Arnavutluk polisi işi yavaşlatmış gibi, aheste aheste çalışıyorlar. Karadağ tarafında kontrol bile yok. Aynı gün Makedonya-Kosova-Arnavutluk-Karadağ  olmak üzere 4 ülke görmek bunların karşılıklı pasaport polisi kontrolünden geçmiş olmanın yorgunluğu ile,Ulcinj'de ki otele yerleşip,kendimizi hemen Adriyatik denizinin serin sularına atıyoruz..

Bütün gezi ve konaklarımız boyunca sadece Ulcinj deki otel böyle bir belge verdi. Polis sorabilir gibi bir şeyler söyledi,anlamadık ama aldık bir tarafa koyduk.

Karadağ sahilleri sahiden güzel ve iyiki de gelmişizde dedirtiyor. Buradan sahil boyunca Budva'ya gidip,3 gecede orada kalacağız. Yol aslında 65 km ama hem manzara güzel,hem trafik yoğun. 3 saatte ancak Budva'ya ulaştık.
Dönüşte Karadağ'dan Arnavutluk'a girmek yine sorun. Uzun kuyruk var ama asıl olan kuyruğun yavaş ilerlemesi sıkıcı. Allahtan arabanın kliması iyi soğutuyor da, birde sıcaktan pişmiyoruz.Budva-Tiran arası 179 km, bu bölümde yollar fena değil.Asıl Tiran-Ohrid arası Struga-Elbasan yolu üzerinden, 135 km ama yollar biraz sıkıntılı, 4  saatte ancak gidebildik. Arnavutluk tarafında 25-30 km.lik otoyola benzer bir yol var ama sadece o bölümde 2 tane radar koymuşlardı. Trafik o derece yavaş ilerliyor.
Ohrid'den Yunanistan'a Bitola yolu üzerinden geliniyor ve Selanik'e kadar 264 km. Yunanistan-Makedonya sınırı da en uzun beklediklerimizden oldu. Bu yol tahmin edeceğiniz gibi Yunanistan'a girdikten sonra süper temiz bir otoban. Makedonta tarafında ÖzellikleOhrid-Bitola arası kötü ve çok virajlı bir yol.








İpsala Yunanistan tarafında işler yavaş ilerliyor. Bu arada bütün gezi boyunca kimse sürücü belgesi sormadığı gibi, burada da soran olmuyor.Kontrolü geçince soluğu free shopta aldık. Buradaki free shop Türk tarafından biraz daha ucuz ve satışta sınır yok. Arabayı kontrol ederlerse kısmetimize deyip, Alkol stoğumuzu burada yaptık.
Bizim kapıda Pasaport önce bir gişede arabayı kayıt ettiler, sonra başka gişede pasaportları kontrol ettiler, sonra bagajlara baktılar ama bizim bagajı açmadılar bile, sonra aracın ruhsatını başka bir gişede tekrar girdiler ve son olarak en çıkışta tekrar başka bir gişede Bülent Erata senmisin dedi,evet dedim,arabamın plakasını söyledi,doğrumu dedi,doğru dedim,tamam geçin dedi.  Bizde ufaktan bir gülme krizi, aaa ne oluyoruz böyle...komik bir ülkeyiz vessellam..
Vee insanın orada hoşuna giden tabela. 3200 km yol almışız, sorun olmamış, daha ne olsun. Orada hoşuna gidiyor ama yola koyulunca anında moraller bozuluyor. Yunanistan tarafında saatlerce pırıl pırıl sıfır asfalt yolda gelmişsin, bizi yol patates tarlası gibi bozuk, her tarafta  iğrenç tabela kirliliği..

Yolda ilk Shell istasyonunda kahve ve ihtiyaç molası verdik. Bardaklar pislik içerisinde ama asıl önemlisi tuvalete pislikten girilmiyor.12 gün boyunca hiç bir restoran yada benzin istasyonunda falan tuvalete para vermemiş olarak, bu iğrenç tuvalete 1 lira da verince, kendimize geliyoruz. Evet burası Türkiye, TÜRKİYE'YE HOŞGELDİNİZ