" Her yer en az bir defa görülmeyi hak ediyor "

TRABZON

Konu Trabzon olduğu için burada bir defa daha yazmak istedim. Bir Trabzon'lu olarak Trabzon hakkında çok şey yazabilir, çok daha fazla fotoğraf paylaşabilirim ama bu bölüm Türkiye içinde karavanla yaptığımız gezilerin kısa notları ve fotoğrafları bölümü. Ayrıca Trabzon'un daha az bilinen yerlerini paylaşmaya çalışacağım. O yüzden notlara o gözle bakmanızı rica ediyorum. Gerçi Bize Her Yer Trabzon, ama bu sayfa öz Trabzon sayfası ))


Sultan Murat Yaylası

Yol asfalt ama dik ve çok virajlı. Bir gelen bir daha gelmez cinsinden. IV. Murat 1635 yılında İran seferinden dönerken burada konaklayıp, bir kaç gün kalmış, Cuma namazı kılmış filan, o yüzden Sultan Murat yaylası adı verilmiş. Yüksek rakım, hava serin, nem yok, bulutlar olmayınca manzara güzel ..
En meşhur yeri camisi diye duymuştum ama meğerse bu cami eski tarihi cami değilmiş, eskisi yıkılıp yeni cami yapılmış. O yüzden bence bir özelliği yok. Hatta yapımı devam ettiği için kapıları kapalıydı, içerisini göremedik. Asıl sinir bozucu tarafı esnafı.. Buralarda Arapları kazıklamaya alıştıkları için bizler zaten üvey evlatız.
Burada karavanla konaklamak mümkün. Çarşısında pek çok ihtiyaç karşılanabilir. Etrafta su, wc bulunur. Yazın bile akşamları soğuk olduğundan kış aylarında gitmemek lazım. Zaten çok yüksek olduğu için yollar kardan kapalıdır.


















Santa Harabeleri
Burası aslında Gümüşhane'ye bağlı bir yerleşim yeri olsa da ulaşımı Trabzon tarafından daha kolay. Yollar zemin olarak çoğunlukla toprak olduğu için, patates tarlası gibi ama Karavan ile de rahatlıkla gidilebilir. Yalnız oldukça uzak olduğunu bilip, ona göre zaman planlaması yapmak gerekiyor. Biz de Trabzon'dan Arsin üzerinden dere boyu bozuk yollardan kıvrıla kıvrıla gittik. Oradan Sümela tarafına geçip Maçka üzerinden Trabzon'a geri döndük. Günün 4-5 saati arabanın içinde çalkalanmak ile geçse de insanın ömründe en az bir defa gitmesi gereken yerlere gitmiş olduk.. Gerek harabelerin olduğu yer, gerekse yol boyu çok güzel manzaralar göreceğinize garanti verebilirim. Tek garanti veremeyeceğim şey, havanın açık, yağmur ve sissiz olmasına. Sis olursa değil manzara, yolu bile zor görürsünüz.
Santa Bölgesi, Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde 1461-1476 yılları arasında tüm Trabzon ve Doğu Karadeniz bölgesiyle beraber fethedilmiş ve Osmanlı İmparatorluğu topraklarına dahil edilmiş. Santa havzadaki mevcut demir, kurşun ve kurşunla birlikte çıkarılan gümüş madenlerinin verimli bir şeklide işletilmesine bağlı olarak 16-18'nci yüzyıllar arası dönemde bölge önemli derecede gelişmiş ve ekonomik refaha erişmiştir.
1500-1800 döneminde önemli bir madenci yerleşimi olan bölge 1923 yılında nüfus mübadelesi ile boşaltılmış. Bu mübadelede Santa bölgesi toplanma yeri olarak kullanılmış. Mübadele sonrası boşaltılan bölgedeki atıl arazi ve binalara çevre köylerin sakinleri yerleşmiş. Günümüzde ‘Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı’ olarak ilan edilmiş durumdadır



























Aygır Gölü / Çaykara

Çaykara'nın en meşhuru Uzungöl. Orası ile de notlarım, fotoğraflarım var ama artık gerek yok. Orasının Küçük bir Arap Cumhuriyeti olduğunu bilmeyen kalmadı. Her açıdan sinir bozucu bir yer olduğu için, orayı geçip, yukarılara doğru devam edelim. Çaykara'lılar yukarıya her anlamda yakınmış. Bu ne demek demeyin, biraz ilahi düşünün )).. Karavanla gittiğim en zor ve tehlikeli yol burası oldu. Çık çık yol bitmedi. Üstelik o kadar dik ve dar yollardan çıktım ki, dönüşte resmen gözüm korktu. Birinci viteste yavaş yavaş inmeye çalışırken, malum karavanda frenlerin ısınması, artık frene yüklenmek için koltuktan kalkmıştım. O derece.. Ben Karadeniz yollarına alışık olduğum için karavan ile çıktım ama siz siz olun benden cesaret alıp sakın buraya denemeyin. Ben paylaşıyorum işte, bununla idare edin ))

Yol hariç dersek, memlekette görebileceğiniz en bakir, doğa harikası yerler buralarda. İnsan aldığı nefesi ciğerlerinde hissediyor. İyi ki gelmişim diyor.. Gölün suyu öyle böyle soğuk değil, resmen buz olduğu için yüzmek mümkün değil. Zaten Ağustos ayı olmasına rağmen hava soğuk olduğu için, serinlemek için yüzmek ihtiyacı da olmuyor..
Blogda rakı muhabbeti yapmıyoruz ama rakım 2800 m. olunca ayrıcalık yapalım. Burada rakı içmek nefes almak gibi zor oluyor. Hele ki yaylada hep mutaasıp vatandaşlar olup, tek rakı içen olunca daha da zor oluyor..
Burada karavanla kalınabilir belki ama gerek yok. Akşam olunca kimseler kalmadığı için çok ıssız. Hele ki akşam olup bulutlar gelince ve asıl önemlisi soğuktan titremeye başlayınca aşağılara inmek şart oluyor. O yükseklikte pek çok webasto çalışmaz. Webasto olmadan da orada kalınamaz. Ama yol üzerinde Demirkapı diye bir yer var. Küçük otel ve pansiyonların olduğu güzel bir yer. Orada herhangi bir yere karavan çekilip kalınabilir. Biz öyle yaptık.
























Başka bir açıdan; TRABZON
Trabzon notlarına devam. Memleketin Arap istilasından sonra çarşaflılara alıştığımızı sanırdım ama Trabzon'da ki yüzü komple kapalı, görme yeri bile olmayan kadın ( kadındır herhalde ) beni bile şaşırttı. İzinsiz fotoğraf oldu ama, arkadaşlarımda amcayı tanıyan yoktur diye düşündüğümden..


Trabzon merkezi yaz ayları çok sıcak ve asıl nem inanılmaz rahatsız edici. Benim gibi göbeği başını alıp gidenler için tam bir işkence. Artık benim için Trabzon demek dağlar demek yaylalar demek.. Yaylalarını şiddete karşıyız ama şiddetle öneririm. 












Gözlemim şudur ki, şehir her geçen yıl daha da kalabalıklaşıyor. Trafik ve insan kalabalığı çekilmez hale gelmiş. Şehir de garip bir çarpıklık var. Pek çok yerde eski, daha doğrusu şehrin kültürel mirası olan yapılar restore edilmek yerine yıkılmış ve yerine saçma sapan yerler yapılmış. Bütün bu blogda olduğu üzere bütün fotoğraflar kendi çektiklerimdendir ve ben yine güzel fotoğraflar paylaşmak istiyorum. Ne de olsa bu şehir benim ortaokula başlayıp, Tıp fakültesini bitirene kadar yaşadığım şehir. 

Sokakta küfürlü konuşan insanların çokluğu dikkatimi çekti. Belki bize denk gelmiştir. Olur ya sizde birbirine bağırıyor gibi ana avrat söverek konuşan iki insan görürseniz, az sonra kan gövdeyi götürecek diye korkmayın.. Normal böyle şeyler, burası Trabzon..

Son olarak Trabzon’da gün batımı.. Her şeye rağmen, deniz olan her yer güzel be kardeşim!

Trabzon' a geldik..
Lokantaya girdik, yiyecek bir şeyler var mı? diye sordum.
Cevap " hemi de ne kadar!"..
Hesap ödemek için kasaya gittim. Kredi kartımı uzattım. "bunun okuyup üflemesi var mı?" diye sordu.. Anlamadım dedim. Gülerek " yani temassız ödemesi var mı?" dedi...
Burası Trabzon!
Karavan arada bir rampa inerken sadece 2. vitesten tık boşa düşüyor. Sıkıntı olmasın yaptırayım diye Trabon'da bir ustaya geldim. Muhabbet şöyle;
- habu araba 6 vitesli değil mi?
- evet 6 vitesli
- eee, kalan 5 vites neyine yetmiyor? ne uğraşayusun onunla
- ....
Burası Trabzon!

Trabzon'da kadın kazak almak için dükkana girmiş. 3 tane kazağı beğenmiş, birisini alacak ama karar veremiyor. Dükkan sahibi üçünü de al o zaman deyince kadın "üçünü de alırsam kocam eve almaz" demiş. Satıcının teklifi süper.. Kocan eve almazsa bana gelirsin!..
Burası Trabzon!

Trabzon’da uzun sokakta turlayan iki sevgili arasındaki diyalog:
Kız: Ay aşkum kestane ne güzel koktu yaa
Erkek : Çok mu hoşuna gitti ?
Kiz: Evet aşkum
Erkek: Merak etme aşkum dönüşte bir daha gececeğuk ordan.”

Bazen böyle safa yatmak iyi geliyor ama biz yine de Karavan ile Trabzon notlarımıza devam edelim.


Kadırga yaylası
Bu bölümde çok fazla not yazmayacağım. Kendime biraz torpil geçtim zaten. Bunlar bizim evimizin de olduğu ve her yaz gitmeye çalıştığım, gidemediğim yıllar bir şeyleri eksik hissettiğim yaylamızdan fotoğraflar. Hele ilkbaharda nasıl keyifli bir görsel şölen sunduğunu anlamışsınızdır sanırım. Bu vesile ile burada da fotoğraflarını paylaşma fırsatını yakaladığım sevgili anne babamı da sevgi ile selamlıyorum..




































Son olarak bizim yaylaların çektiğim kış manzaralarından da bir kaç fotoğraf ekleyeyim de bu fasılı bitirelim. 












Bu Trabzon notları az oldu aslında.. yani elimdeki ve aklımdaki notlara göre az oldu ama şimdilik yeterli. ama sınırım bunun devamı gelecek. İstek ve arzulara göre efendim ))