" Her yer en az bir defa görülmeyi hak ediyor "

BURSA

GÖLYAZI

gölyazı bursa
Bursa üzerinden ege taraflarına giderken dikkatinizi çekmiştir. Gölyazı, Ağlayan Çınar ya da Uluabat gölü gibi tabelalar var. Tabelalar dikkat çeker ama genelde yol uzundur ve daha Bursa civarında vakit kaybedilmek istenmez. Kendi adıma Gölyazı adını yıllar önce işyeri hekimi olarak çalıştığım Filli Boyada iken duyuyordum. Gölyazı'da evleri boyuyoruz diye reklamı yapılırdı ama görmek kısmet olmamıştı.

Acelemin olmadığı son gezmelere turumda direksiyonu bu tabelalardan Gölyazı'ya doğru kıvırdım. Bursa -İzmir yolundaki kısa Otobandan çıktıktan kısa süre sonra Gölyazı çıkışı tabelası var. Buradan sonra 5 dk.lık kısa ve zeytin ağaçlıklı bir yoldan Gölyazı'ya ulaştık.
gölyazı bursa
Köyün girişinde yollar daracık ve iki araba yan yana zor geçiliyor. Arabayı köprü altına yakın bir yere bırakıyorum. Çünkü otopark gibi olan yerler dolu ve buda gösteriyor ki köy kalabalık. Öğreniyoruz ki yaz aylarında ve özellikle hafta sonları abartılı kalabalık oluyormuş. Fotoğraf çekmeye gelenler ve asıl önemlisi göl balığı yemeye gelenler çokmuş.
gölyazı bursagölyazı bursa


gölyazı bursa
Bizde ki her köyde olduğu gibi burada da bir köy meydanı ve orada kahvehane var. Ama burada ki öyle güzel, büyük çınar ağaçlarının altında ki, çok huzurlu, keyifli bir ortam gözüküyor. Gölyazı’nın tamamı bugün birince derece sit alanı. 2006 yılından beri de Tarihi Kentler Birliği’ne üye. Üstelik fotoğraf tutkunları için kaçırılmaması gereken bir yer. 
 gölyazı bursa
gölyazı bursa

Gölyazı çok büyük bir yer değil. O yüzden gezmesi çok da zaman almıyor. Burada öncelikle görülmesi gereken yerlerden biri köye girişte solunuzda kalan Aziz Panteleimon Kilisesi, bunun yanında Gölyazı Kültür Evi , Göl Yazıevi kilise yakınında ve görülebilecek yerler. Ama bana çok cazip gelmediler. Göl kenarında yürüyüş yapıp, fotoğraflar çekmek daha cazip geldi. 
gölyazı bursa
 Gölyazı'ya gelipte Ağlayan Çınar ve onun hikayesinden bahsetmemek olmaz. Köyün ada girişinde, köprünün hemen solunda yaklaşık 730 yıllık devasa bir çınar. Hikayesine gelince ; Burası yıllar boyunca Türkler ile Rumların beraber yaşadığı bir Rum köyü imiş. Ancak Kurtuluş Savaşı Sonrasında yaşanan mübadele ile buradaki Rumlar Selanik’e gitmek zorunda kalırlar. O zamanlar birbirlerine deli gibi aşık olan Mehmet ile Eleni ayrılmak zorunda kalır. Mehmet sevgilisinin peşinden gider ama Eleni’nin abisi biz artık düşmanız gelme der. Mehmet ısrar edince Eleni'nin abisi onu hançer darbeleri yaralar. Mehmet son bir güç ile Eleni ile her zaman gizlice buluştukları çınar ağacına gider. Bu durumu öğrenen Eleni de ailesinin yanından kaçıp çınara geldiğinde Mehmet’in öldüğünü görünce, sevgilisinin yanında intihar eder. Efsane bu ya, çınar da o günden bugüne ağlar.
gölyazı bursagölyazı bursa
gölyazı bursa
Göl kenarında yürüyüş yaparken, balıkçı köyü olmasının olmazsa olmaz teknelerini fotoğraflıyorum. Köylüler balığa çıkmadıkları zamanlar, bu teknelerle insanlara göl turu attırıp para kazanmaya çalışıyorlar. Fotoğraflarda ki göldeki motorlar bu turistik gezi yapanlardan.
gölyazı bursa
Burası aynı zamanda kuşlar için önemli bir adres. Yavrulama döneminde Manyas Gölü’nde konaklayan göçmen kuşlar, balık bolluğu nedeniyle beslenmek için Ulubat Gölü’ne geliyor. Bu açıdan burası da bir göçmen kuş cenneti. Zaten burada her yıl da Leylek Şenlikleri yapılıyor. Şenlik zamanı, daha doğrusu leyleklerin çok olduğu dönemi denk getirip gelinirse, çok hoş olacağı aşikar.
gölyazı bursa
Göl kenarında olmazsa olmaz pozumu veriyorum. Yoksa eksik olur :)

gölyazı bursagölyazı bursa
 
Tezgahlarda değişik göl balıkları satışa sunulmuş durumda. Kilo ile alındığında oldukça ekonomikler. Ancak bilen bilir, büyük göl balıkları iri kılçıklıdır ve onların derisini temizlemek çok zordur. Derisi kazınmadan da pişirmesi zordur.
gölyazı bursa
gölyazı bursa
 gölyazı bursa

Balık yediğimiz lokantanın fiyat listesi ve tabağımın fotoğrafları. Size biraz bilgi verir diye düşünüyorum. Balık çok lezzetli değildi, yada ben deniz balığı sevenlerden olduğumdan da olabilir, yanıltmak istemem.

Son bir notumu paylaşmak isterim. Yol üstü lokantalar da yemekler genelde yağlı, beklemiş ve lezzetsiz olur. Ana yoldan 5 dk.lık mesafede ki Gölyazı'ya balık yemek şart değil, gözlemecilere de olabilir, bir nefes alıp, o çınarların altında çay molası vermek için sapmaya değer. Pişman olmazsınız..


TRİLYE

Bu ülkenin en güzel köyleri eski Rum köyleri olmak zorunda mı ??.. Gezi notlarımda politik yorumlar yapmamaya özen göstermeye çalışıyorum.. Amma velakin nerede şirin,tarihi mimari dokusu korunmuş bir yer var ise mutlaka tarihinde Rumların izlerini görüyoruz.

Trilye'de onlardan birisi. Burayı görmediyseniz, Tarihi çamlı kahvede muhteşem manzara eşliğinde çay yudumlamadıysanız, deniz kenarında denizin kokusu eşliğinde rakı-balık keyfi yapmadıysanız emin olun çok şey kaçırmışsınız demektir.


























Mudanya Mütareke Evi Müzesi
Mudanya 11 Ekim 1922 tarihinde TBMM Hükumeti ile İhtilaf Devletleri arasında, Türk-Yunan savaşına son veren ateşkes anlaşmasının imzalandığı ve işgalci güçlere karşı siyasi alanda zafer kazandığı yerdir.
1922'de mütareke görüşmelerini izlemeye gelmiş olan ünlü yazar Ernest Hemingway Mudanya’yı ‘‘Batılıların barış dilenmeye geldikleri kıyı kasabası.’’ olarak tanımlar.
İsmet Paşa’nın çalışma odasında, Paşa’nın savaştan sonra katıldığı bu antlaşmada şartlarının kabul edilmediğini görünce "Gerekirse savaşırız!" diyerek yumruğunu vurarak ikiye böldüğü mermer masa sergilenir. Mütareke dönemine ait eşyaların korunduğu evde o döneme ait fotoğraflar ve belgeler de sergilenmektedir.


 







MUDANYA
10 yıl aradan sonra tekrar gittiğimde inanamadım. Bir şehir bu kadar mı kötüleşir. Aklımdaki sahil şeridi,oradaki deniz kokusu eşliğinde yürüyüş alanı, sıra sıra balık restoranları... yerini toz toprak içerisinde,keşmekeş bir şehre bırakmış. Kalabalık trafik,korna gürültüsü, sahilde dolgu inşaatı galiba,toz toprak,insanlar insanlar insanlar...kalabalık...

İçimi ısıtan tek şey sahilde lise öğrencilerinin engellilere dikkat çekmek için yaptığı eylemdi..

Ben yine de mahalle aralarında günümüz iğrenç mimarili yapıları arasında sıkışıp kalmış, eski evlerden örnekler vermek istedim. Yolunuz düşerse bizim gibi 1 saat kadar dolaşıp, Trilye'ye kaçmanızı öneririm...