Pazartesi

SANTİAGO DE COMPOSTELA - İSPANYA

santiago de compostela
  Birçok yeri gezmiş olmama şaşırmayanlar,burada da ne işin vardı diyebilirler. İnanın bende bilmiyorum. Tatil planı yaparken, THY nın üç kişi gidiş dönüş 750 tl ye direkt uçuşunu yakalayınca, zaten ruhumuzda maceraperestlik var, bir bakalım oralarda ne var diyerek,atlayıp gittik işte.
 Baştan söyleyeyim,gezmelere gitmeden önce,orada ne varmış,ne yenilir ne içilirmiş,nerede kalınırmış araştırması yaparım ama burası bana da süpriz bir yer oldu.
  Santiago,İspanya'nın kuzeyinde,Özerk bölge olan Galiçya'nın başkentidir. 2000 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilmiştir. Santiago de Compostela'nın orta çağlardan kalmış merkezi UNESCO Dünya Mirasları İspanya listesine 1985'den itibaren dahil edilmiştir. Öyle kültürsüz,sıradan bir yere gittiğimizi düşünmeyin diye,bunları da paylaşıyorum :)
santiago de compostela
santiago de compostela
  Şehrin ana özelliği aslında burada bulunan kiliseden kaynaklanmaktadır.Burası Hristiyanların hacı oldukları kiliselerden birisidir. Ancak buranın ana özelliği buraya öyle araba ile,uçakla falan değil yürüyerek geliyorlar.İnanışlarına göre,Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri olan St. James- Aziz Yakup, 44 yılında Kudüs'te vefat ettikten sonra kalıntıları mucizevi bir şekilde bu bölgeye getirilmiş, bu kalıntılar 835 yılında Teodomiro adında bir piskopos tarafından, yıldızlar tarafından yönlendirilmesi sonucu keşfedilmiştir. Bundan dolayı, yıldızlar takımı Samanyolu'na İspanyolca "El Camino de Santiago" denir. Bu kelime de; yüzyıllardır hacıların St. James'i ziyaret için geldikleri haç yolu adına kullanılmaktadır.
  St.James'in küllerinin bulunduğuna inanılan bu yere küçük bir kilise yaptırılmış, daha sonra ise bugünkü hali ile, dünyanın en güzel ve heybetli yapılarından olan Santiago de Compostela Katedrali'ne dönüştürülmüştür. Santiago'nun 921 yılında haç merkezi olması ile birlikte, Kudüs ve Roma gibi Katolikler için en değerli yerlerden biri haline gelmiştir.
  El Camino de Santiago, -kutsal hac yolu - kısaca El Camino yolunun uzunluğu kişiden kişiye değişse de ortalama 760-800 km. Bunun nedeni ise yolun bir başlangıç noktasının olmaması. Kimisi evinin önünden başlaması gerektiğine inanırken, kimisi ise popüler hac yollarından birinden başlamayı uygun buluyor.Bu yolu yürüyerek alıp,Santiago'ya ulaşmanız gerekmekte.Ve her yıl bu şekilde 100.000 bin kişinin Santiago'ya geldiği bilinmektedir

santiago de compostela

santiago de compostela
 Burada, şehir merkezinde, kendinizi Ortaçağda hissediyorsunuz.Tarihi yapılar o kadar güzel korunmuş ki,yüz binlerin buraya gelmesine şaşırmamak gerekir.
santiago de compostela

santiago de compostela

santiago de compostela
  Santiago tren İstasyonu ve trendeki fotoğraflardan özellikle koymak istedim.Çünkü İspanya tarihinin en büyük tren kazası bu istasyonda meydana gelmişti.24 temmuz 2013 de yani bizim Bu tatili yapıp döndükten 1 ay sonra, 79 kişinin yaşamını yitirdiği kaza bu istasyonda meydana gelmişti. Ve bu istasyondan A Coruna'ya defalarca gidip gelmiştik.
santiago de compostela

santiago de compostela
   Neyse hüzünlendirmeden Galiçya muhabbetine geri dönelim.Burada En fazla tüketilen içki tabii ki yerel Galiçya birası. İçimi çok güzel.Bizde fırsat buldukça içtik.
santiago de compostela

   Orada iken kızımın telefonuna gelen güncellemeden sonra,bilgisayara bağlayıp bir şeyler yüklemesi gerekti.Yoksa telefonu çalışmaz oldu. Bunu gittiğimiz telefonculara anlatmak ne kadar oldu. İngilizce bilmiyorlar,( bende bilmiyorum ama olsun :) ) Çareyi google çeviri sayfasına yazıp,ispanyolca'ya çevirerek bulabildik.
santiago de compostela
  Havaalanında ki  hoş atık kutuları dikkatimi çekmişti..
santiago de compostela

  Bir gezmelere'miz daha sona ererken,tüm yorgunluğumuzla,uçağımızın kalkmasını bekleyen bizimkiler...


Cuma

ARTVİN

KARAGÖL / BORÇKA

karagöl borçka
Bu yazımda sizleri ülkemizin cennet bir köşesine götürmek istedim. Yaz tatilinde bu yıl Karadeniz'e doğru gitmeyi planlayan çok arkadaştan öneriler istenmeye başladım. Karadeniz'in çok bilinmeyen doğa harikası bir bölgesini paylaşarak, fikir vermem gerektiğini düşündüm.

Artvin'in Borçka ilçesi yakınlarındaki Karagöl Tabiat Parkı, ziyaretçilerine dört mevsim farklı güzellikler sunuyor. Biz Temmuz ayında gitmiş olmamıza rağmen, dağların zirvesinde hala kar görmek mümkündü.

İlçe merkezine 27 kilometre mesafede, 1550 rakımlı parka Borçka-Camili kara yolunun yirminci kilometresindeki yol ayrımından sonra 5 kilometrelik parke ve toprak yol takip edilerek ulaşılıyor.
karagöl borçka

karagöl borçka

karagöl borçka
Karagöl'e ulaşmak için zaten Karadeniz'in bildik güzellikleri çevrili yoldan, dağları, ormanları seyrederek gidiyorsunuz. Yüksek dağlardaki yayla evleri sizlere ayrı bir güzellik seyrettiriyor.
karagöl borçka

karagöl borçka

karagöl borçka



karagöl borçka
 Karagöl'e ulaştığınızda hele benim gibi fotoğraf çekmeyi de seven birisi iseniz, nereyi çekeceğinizi karıştırmaya başlıyorsunuz. Göl, kenardaki ağaçlar ve onların suya yansıyan görüntüleri o kadar fotojenik ki, özellikle fotoğraf meraklılarını büyülemeye yetip te artıyor bile.
karagöl borçka

karagöl borçka

karagöl borçka

karagöl borçka
Parka adını veren ve Aralık Deresi'nin önünün 19. yüzyılın başlarında heyelan sonucu kapanmasıyla oluşan göl, 368 hektar alana sahip. Göl etrafında tam bir yürüyüş turu yapabilirsiniz. Buna uygun ayakkabınız olmasında fayda var.
karagöl borçka

karagöl borçka


karagöl borçka

karagöl borçka

Burada konaklamak için küçük bir misafirhane var ama pek iç açıcı görünmüyor. kalmayı düşünenlerin çadır kurabilecekleri alanlar mevcut. Ayrıca buraya giderken yanınıza bütün yiyecek, içeceklerinizi de almanız gerekiyor. Burada öyle bakkal, market falan yok. Üstelik bu kadar temiz hava insanın normalden daha fazla acıkmasına neden oluyor. Bu güzellikleri görüp de, aç karnına geri dönmek zorunda kalırsanız, inanın çok üzülürsünüz.
karagöl borçka
Bizim için bir başka süpriz de oraya gelmiş olan gelin grubu oldu. Aslında merkeze çok uzak olmasına rağmen, gelini buraya kadar getirmelerini anlayamadık, ama sanırım evlilik öncesi son kez temiz hava almasını sağlamak istemişler :)


YUSUFELİ

Ben biraz paylaşayım da görün bari . Zaten yakın zamanda isteseniz de göremeyeceksiniz.. Çünkü yapılmakta olan, Türkiye'nin en yüksek barajının altında kalacak..
Artvin'in en küçük ve en çok göç veren ilçesi. Döneri iyi dediler, acıkmış olmasak ta yemeden geçemedik..






















DÖRT KİLİSE / YUSUFELİ

Bir tarihi eserin nasıl harap edilebileceğini görmek için, çok güzel bir örnek.. Artvin Yusufeli'ne gidince bölgedeki en görülesi yerlerden birisinin Dört Kilise denilen manastır olduğunu öğrendik ve yola koyulduk. Kiliseye giderken başka güzel görüntülerden örneklerde paylaştım.
Kilisenin olduğu yer ana yoldan 6 km. yukarıda. Sapaktan başka bir yerde de tabela filanda yok. Biz epey bir gittik, bizce fazla gittiğimizi düşününce yola yakın bir adam görünce ona soralım dedik. vatandaş kilisenin yerini geçtiğimizi söyledi, yolu tarif etti. Sonrasında da kilisenin kendi şahsi arazisinin içerisinde olduğunu söyleyince " Ooo, desene kilise benim diye " diyerek takıldım. Adam celallendi, yok yaa kilise benim değil, arazisi benim sadece diye çıkıştı. Sanki kilise onun olursa Müslüman olamayacakmış gibi tavrında..
Kilise ve tanıtım yazısını paylaştım zaten, fazla söze gerek yok. Müthiş bir doğa içerisinde içine edilmiş bir harabeye çevrilmiş yazık.. Biz orada iken Amerikalı bir adam ve Kırgız olan eşi de geldiler. Onlarla sohbet ederken, kilisenin halinden bahsetmemeye çalıştım.. Utancımdan tabii ki..