Çarşamba

KIBRIS

kıbrıs
  Kıbrıs bizler için farklı anlamları olan bambaşka bir yer. Kimimize kahramanlık destanı,kimimize kumarhane cenneti,kimimize özel üniversite, kimimize gece hayatı,kimimize güneş,kum,deniz...Benim içinse defalarca gittikten sonra, aslında hiç birisi. Kıbrıs'lıları tanıdıktan ve aslında biz Türkleri pek de sevmediklerini görünce, ödediğimiz bedellere üzülmemek mümkün değil.Kumarhane, gece hayatı bana göre değil. Üniversite yaşını çoktan geçtim. Deniz,kum,güneş içinse bizim sahillerle kıyaslamaya gerek bile yok.
  Bütün bunlar gitmeme tavsiyesi olarak algılanmasın sakın. Benim görüşüm zaten her yeri en az bir defa görmek gerektiği yönünde. Aksi zaten bir gezgine yakışır tavsiye olamayacaktır.
  Kıbrıs'a gitmenin bir kolaylığı da pasaport gerekmemesi. Nüfus cüzdanı ile gidilmekte ama sadece nüfus cüzdanı ile, başka kimlikler kabul edilmemekte.
kıbrıs
  Gelelim Kıbrıs izlenimlerime.. Benim için Kıbrıs'ın tartışmasız en güzel yeri, Girne Liman bölgesi. Bir tarafta Girne Kalesi, denize sıfır lokantalar, cafeler..huzurlu,keyifli bir havası var.
kıbrıs

kıbrıs

kıbrıs
kıbrıs
    Girne Liman bölgesinin değişik fotoğraflarını koymak istedim ki, bana hak veresiniz diye :)..Hele yaz akşamlarında hafif rüzgarlı,serin ama üşütmeyen gece boyu, rakı ve balık eşliğinde burada ki restoranların keyfi bambaşka..Kıbrıs'ta normalde alkol fiyatları bizdekinin üçte biri oranında olmasına rağmen, bu restoranların menü fiyatları çokta uygun değil, bilmenizi isterim.
kıbrıs
  Kıbrıs’ın önemli müzelerinden biri olan Girne Kalesi’nde St. George Kilisesi ve Batık Gemi Müzesi bulunuyor. Yaklaşık sekiz yüz yaşında olan kalede ayrıca Kırnı Mezarları canlandırmaları, Akdeniz Mezar Kazısı, Erken Bizans dönemi tahkimat kalıntılarının üzerine yapılmış Venedik Kulesi, Luzinyan Kulesi ve kalenin su ihtiyacını karşılamak amacıyla Lüzinyan döneminde yapılan sarnıç ile zindanlar da görülebilir.
  Yaklaşık 800 yaşındaki kalenin çok daha yaşlı bir konuğu bulunuyor. Helenistik döneme ait, 2300 yaşındaki Girne Batığı. Milattan Önce 300 yılında açık denizde tutulduğu fırtına sonucu Girne Limanı’nın bir mil açığında batan ticaret gemisinin 1970 yılında başlayan çalışmalar sonucunda 12 m.’lik kısmı korunmuş.
kıbrıs
kıbrıs
  Kıbrıs'ta konuşma dili tabii ki Türkçe ama hoş bir lehçeleri var. Bizde ki yabancı kelime furyası orada yok. Bu tabelalara da yansıyor. 
kıbrıs
  Evlendirme dairesi gerçekten burası mı bilemedim ama tabelaya göre öyle görünüyor.
kıbrıs
                                                     Girne'nin Cafe'lerinden birinde kızım Eda..
kıbrıs
  Bu da onun Girne sokaklarındaki Fotoğraflarına siyah-beyaz çalışması..
kıbrıs
  Kıbrıs insanı bize çokta benzemiyor. Biraz keyiflerine düşkünler. Yazın 12-16 saatleri arası çoğu dükkan kapalı, siesta denilen, bir çeşit öğle uykusundalar. Bu fotoğraf tipi Kıbrıs yerlisi fotoğrafı.. Yerlisi diyorum çünkü Kıbrıs'ta yerli Kıbrıs'lı görmek zor. Çoğunluk 1974 den sonra Türkiye'den gitmiş olan Türk'ler çünkü. Hatta bir taksicinin anlatımı ile taksicilerin %90 'ı Hatay'lı, Onlarında %90'ı kadın ticaretini ayarlayanlar..  (nazik yazmaya çalıştım :) )..
kıbrıs
kıbrıs
     Kıbrıs'ta en garip gelen şey,trafiğin bize göre tersten işliyor olması.  Açıkcası araç kiralayıp gezmeyi düşündüğümüz de cesaret edemedim. Hele o kavşaklarda dönüşler yok mu, bize göre değil. Öndeki aracı sollamıyorsun, sağlıyorsun o denli düşünün artık. Bir defasında anlatmışlardı, Kıbrıs'ta Midibüsler Bascık derlermiş ( Küçük otobüs anlamında, Bus cık ). Üniversite öğrencileri araba kiralamışlar, öndeki aracı sağlayacak,tabii ki şöfor oln karşıdan geleni göremiyor,yandaki Kıbrıslı arkadaşına sormuş,karşıdan araba geliyor mu diye, o da basçık demiş. Bizim ki Bastır git anlamış ve karşıdan gelen Midibüsün altına girip,hayatlarını kaybetmişler. O denli yani..
kıbrıskıbrıs

kıbrıs

kıbrıs
  Adanın en büyük ibadethanesi olan Selimiye Cami ilk olarak St. Sophia Katedrali olarak inşa edilmiş. Daha sonra Osmanlılar yapıya minare eklemiş ve katedrali camiye çevirmiş.
kıbrıs
                                                               Sokaklarda gezinen biz...
kıbrıs
  Lefkoşa'daki çarşılar Anadolu'da ki Herhangi bir şehrimizin çarşılarından farkı yok gibi. Ucuz Uzakdoğu mallarının satıldığı, sıradan pasaj görünümündeler.
kıbrıs
  Lefkoşa Mevlevi Müzesi: 17. yüzyıl başlarında yapılmıştır. Fetihten sonra adaya gelen Türklerin çoğu Konyalı olduğundan Mevlana’nın hayat tarzını kabul ettirmek istemişler ve Lefkoşa’da bu tekkeyi kurmuşlardır. Zamanla ölen Mevlevi ileri gelenleri arka odalara gömülerek türbe haline getirilmiştir. Tekke şu an müze olarak kullanılmakta, Mevlevi giyisileri, müzik aletleri ve etnografik malzemeler sergilenmektedir.
kıbrıs
Lefkoşa'da bir fotoğrafçı dükkanı
kıbrıs
  Son olarak her yerde olduğu gibi burada da olan sokak dilencilerinden birisi ile sonlandırmak istiyorum. Yavru  vatan mı bilemem ama Kıbrıs bizden bir parça. Oraya gidip sadece çok yıldızlı otellere tıkılıp kalmak yerine, Lefkoşa'da,hele ki Magosa'da sokaklarda gezerek kaybolmanızı öneririm. Eminim farklı bir şeyler keşfedeceksiniz. 

Pazar

EDİRNE

edirne
  Edirne deyince ilk akla ne geliyor? Osmanlı, Selimiye Camii,Yağlı Güreş, Ciğer tava. Bazılarına göre de üj bejci ayyaşlar memleketi geliyordur. Açıkçası Edirne bunların hepsini bir arada barındıran ve kendine özgü tarihi ve şehir havası nedeniyle, mutlaka gidip görülmesi gereken şehirlerimizden.
  Bizim gibi İstanbul'dan gidecekler için,sabah erken yola çıkılırsa,günü birlik gidip, görüp geri dönülebilecek uzaklıkta. Sadece Uzaklıktan dolayı değil,zaten bir günde şehri yeterince gezip,yeyip içip geri dönülebilir. İstanbul'dan yaklaşık 3 saatte Edirne'ye ulaşabilirsiniz. tabii ki özel araçtan bahsediyorum.
edirne

edirne

edirne
   Edirne turumuzun başlangıç noktası olarak Tabii ki Selimiye Camisini seçiyoruz. Özel bir planlamadan değil tabii ki ama en çok orasını merak ediyor ve bir an önce görmek istiyoruz. Aslında camiye ilk bakışta vaay muhteşemmiş hissi duyduğumu söyleyemem.Belki İstanbul'da ki Süleymaniye ve Sultanahmet Camilerinden sonra bunu hissetmedim, bilemiyorum. Ama ayrıntıları öğrenip, başka bir açıdan bakmaya başlayınca,evet farklı imiş diyorsunuz.
  Her şeyden önce Mimar Sinan'ın burası benim ustalık eseri demiş olması bile, size hımm neden acaba, sorusunu sordurup,daha dikkatli bakmanıza neden oluyor.Mimar Sinan'ın ağzından Selimiye'yi dinlersek: "Caminin dört minaresini, kubbenin dört tarafına oturttum. Her birine üçer şerefe yaptım. İki minaresinin üçer merdiveni vardır, çıkanlar birbirini göremezler. İlk merdiven birinci şerefeye, ikinci merdiven ilk iki şerefeye, sonuncu merdivense her üç şerefeye çıkar." Bu bile mimari harika olmasına yetip de artar bile.
edirne

edirne

edirne
  Benden Camii hakkında çok teknik bilgiler beklemeyin. Zaten benim yazılarımı okuyanlar bilirler ki,öyle uzun uzun teknik yada tarihi bilgiler vermeyi tercih etmem. Sıkıcı olmayan özet bilgiler yeter. Neyse caminin çok güzel bir avlusu ve arka bahçesi de var. Bura da en az bir saatinizin geçmesini fark etmezsiniz bile.
edirne
 Dikkat ederseniz duvarda yıkık bir bölüm göreceksiniz. 1913 yılındaki Bulgar işgalinde top mermisi isabet etmiş ve Atatürk'ün emri ile ibretlik hatıra olarak onarılmamıştır.Edine'ye girişte 4 minarenin 2 minare gibi görünmesi, caminin akustiği, ters lale motifi,kubbesinin yüksekliği ve büyüklüğü ayrıca dikkat çeken özellikleridir.
edirne
                    Bu fıstıkta benim güzel yeğenim Damla. Cami avlusunda dayısına şirinlikler yapıyor...
 edirne
  Gezi grubumuz ile Selimiye'yi gezmiş olmanın zaferi ile ile toplu fotoğrafımız çekerek,gezmelere devam ediyoruz..
edirne

edirne

edirne
edirne

edirne

edirne

   Camiiyi gezdikten sonra,hemen arka tarafında,avluya bitişik bir müze var.Müze kartınız yok ise giriş zaten 5 tl ve mutlaka bir görün. İçerinde Mimar Sinan'ın balmumu heykeli yanında, yöreye ait ve eski savaş eserlerine ait ilgi çekici ürünler sergilenmekte..
edirne


edirne
 Selimiye külliyesinin bahçesinde hafif soluklanıyoruz ve artık meşhur Edirne tava ciğeri yemeğe hazırız.Aslında merkezde çok fazla ciğerci var. Bunlardan en ünlüsü aydın ciğer olarak biliniyor ama kapısında her zaman uzun kuyruk olurmuş. Biz o kadar kuyrukta beklemeyi göze alamadık doğrusu. Ama yediğimiz ciğeri de zaten çok beğendik ve bence kuyruk beklemeye gerek yok. Sonuçta aynı ciğer,pişirilişi aynı,sunumu aynı ve yan yana onlarca ciğerci, karar sizin ...
edirne
  Çiğer faslından sonra biraz da sindirmek için sokaklarda ufak yürüyüş yapıyoruz. Merkez eski bir şehir görüntüsünde ve pek de temiz olduğu söylenemez.Ne de olsa Roman vatandaşların çok olduğu bölgedeyiz,normal karşılıyoruz. Ancak şehrin bakımsızlığı yanında,aslında insanların, özellikle genç kızların temiz,modern giyinenlerinin çokluğu da dikkat çekmiyor değil.
 edirne
edirne

edirne

edirne
   Mutlaka görün diyeceğim başka bir yer ise 2.Bayezid Külliyesi. Şehrin biraz dışına bir bölgede yer alıyor.Bayezıt külliyesi eskiden akıl hastalarını tedavi etmek amacı ile kurulmuş bir yer. İçerisinde tıp medresesi,eczanesi olan, müzik  ve su sesi ile de tedavi yapılan bir külliye. Doktor olarak benim ilgimi fazlası ile çekmiş olabilir ama sağlık dışı olanlar için de fazlası ile ilgi çekici bir yer.
  edirne
edirne
  Hep deriz ki boş kalmak iyi değildir diye. İnsanın meşgul olabileceği bir şeyler olması lazım diye. Eskiden meşguliyetle tedavi uygulanıyor olması ilginç bir durum. Biz yıllardır Melankoliyi başka şeylerle tarif ederdik ama meğerse Kara sevdalı demek yetermiş....
edirne
  Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi'nde Balkan savaşları şehitliği bulunmakta. Güreş alanı olan stadyum ve çevresi,güreş zamanı olmadığından olsa gerek, çok bakımsız ve kötü bir görüntü içerisinde idi.
edirne

edirneedirne
   Bir günlük Edirne gezisinin,Edirne'de son mekanı Meriç nehri kenarında ki çay bahçeleri olması gerekir. Nehir ve köprü manzarası eşliğinde çayınızı içebilirsiniz, midenizdeki ciğer daha duruyordur ama acıktıysanız yemek de yiyebilirsiniz. Benim gibi şansınız varsa gün batımında böyle güzel manzara da yakalayabilirsiniz..


FLORANSA

floransa
  İtalya ve sanat ya da İtalya ve Mimari deyince akla ilk gelen ve en güzel şehir olan Floransa'dayız.Floransa Toskana bölgesinin başkentidir. Armo Nehri etrafına kurulu olan kent, İtalyan Rönesansının da doğum yeri olarak bilinir. Leonardo da Vinci ve Michelangelo gibi dünyaca ünlü sanatçıların yaşadığı şehir, Günümüzde yaklaşık yarım milyonluk nüfusa sahip,başta İtalya olmak üzere Avrupa'nın en turistik şehirlerinden biridir.
floransa












floransa
floransa
  Sanat eserleri görmeyi sevenler için,burası tam bir cennet.Floransa'da görülmesi gereken yerlerin başında,Floransa katedrali ( Cattedrale di Santa Maria del Fiore) gelmektedir. Kubbesi şehrin hemen her tarafından görülebilen bu Katedrale girişte ücretsiz.Dış kısmı pembe, beyaz ve yeşil mermerden yapılmıştır. İç kısmı ise oldukça sadedir. Katedralin mozaikleri kesinlikle görülmelidir. Katedralde dikkati çeken başka bir eser girişteki saattir. 15. yüzyılda Paolo Uccello tarafından günün 24 saatinin güneşin batışı ile sona erdiği ora italica’ya göre ayarlandığı saat günümüzde hala çalışmaktadır.
floransa
floransa
floransa










floransa
  Signoria Meydanı Floransa‘daki en önemli meydanlardan biridir. Meydanı zenginleştiren şey bölgedeki heykellerin zenginliğidir.Signoria Meydanında Vecchio Sarayı olarak da bilinen Floransa Belediye Binası da görülmelidir.Kale görünümündeki Palazzo Vecchio, 1302 yılında Arnolfo di Cambio tarafından tamamlanmış ve Orta Çağ görünümünü korumaktadır. 
floransa

floransa





floransa
  Ponte Vecchio ya da diğer adı ile Floransa Eski Köprü, Arno Nehri üstündeki en eski ve en ünlü köprüdür. Floransa’nın sembollerinden biri haline gelen köprü, Floransa’daki altı köprüden biridir. Uffizi ile Medici Sarayını birbirine bağlar.Köprünün üzerindeki dükkanlarda daha çok mücevher satan dükkanlar çoğunlukta. Benim aklımda Floransa deyince ilk gelen yer bu köprü ve etrafı olduğunu söylemem lazım. Zaten bir çoklarına göre Floransa'nın simgesi olarak bu köprü gösterilmektedir.






floransa
  Pitti Sarayı, sanat ve hazinelerin gösterildiği galerileri bünyesinde barındırıyor. Floransa’nın en büyük mimari yapısı olan Saray 1457 yılında Pitti ailesi için inşa edilmiş.Bu sarayı gezmek için en az yarım gün ayırmak gerekiyor. O kadar büyük yapılmış ki gez gez bitmiyor. Biz 2-3 saatimizi buraya ayırarak,hızlıca da olsa bir tur attık.
floransa

floransa

floransa
 Pitti Sarayını içerisindeki eserler kadar,gezip görmeye değer çok güzel bir arka bahçesi de var. Bahçeyi içerini, heykeller ve sanat eserleri ile açık hava müzesi haline getirmişler.
floransa

floransa

    Son olarak Floransa'da çekilmiş iki fotoğrafımı koymak istedim. Birincisi Pitti sarayında gemekten yorulmuş halim..Sarayın büyüklüğünü ve gezmesinin yoruculuğunu anlatmak için. İkincisi Venedik'e gitmek için Tren beklerken ki halim. Ne kadar soğuk olduğunu anlatmak için...
    İtalya'nın bir çok şehrini görmüş birisi olarak fikrimi merak edenlere söylemek isterim ki, Floransa bir tam gün ayırıp gezilebilecek büyüklükte bir şehir. Daha fazla zaman ayırmaya,yada sadece Floransa'yı görmek için Türkiye'den kalkıp gitmeye değmez. oralara gitmişken, bir gününüzü ayırırsanız da pişman olmazsınız...