" Her yer en az bir defa görülmeyi hak ediyor "

32- ŞUPAŞKAR- N. NOVGOROD / RUSYA

 

Karavan ile vahşi batıya doğru seyahatimiz devam ediyor. Bugün 2 Temmuz ve 180 km yol alarak Cuvaşistan Cumhuriyeti başkenti Şupaşkar'a geldik. Nehiri gören, güzel manzaralı bir parka konuşlandık. Yorgunluktan pes edene kadar şehir turu yaptık. Artık sizlerin de öğrendiği üzere bu Rusya'nın her şehri bir birinden güzel. En iyisi bilgi dağarcığımıza biraz yükleme yapalım..

Çuvaşistan nüfusun yüzde 67,7'sini Çuvaş Türkleri, yüzde 2,8'ini ise Tatar Türkleri oluşturmaktaymış. Çuvaşlar arasında Hristiyanlık, Tatarlar arasında İslam dini yaygındır.

Çuvaşlar, bir başka Türk soyundan olan Gagavuz Türkleri gibi Ortodoks Hristiyan'dır. 11 Ağustos 1962 günü uzaya çıkan üçüncü insan olan Çuvaş kozmonot Andrian Nikolaev, ayrıca uzaya giden ilk Türk olarak kabul edilir.

Burası Rusya'nın şerbetçiotu yetiştirme merkezi ve uzun süredir bira yapımı tarihiyle ülke çapında ünlüymüş . Zaten Milli içkileri bira imiş. Konuştukları lisan, diğer hiçbir Türk diline benzemiyor fakat onlar Türkçenin en eski lehçesini konuşan tek halk olarak kabul ediliyormuş . Çuvaşça'nın Türkçe ile Moğolca arasında köprü vazifesi yapan üçüncü bir dil olduğu görüşünü savunanlar çokmuş.







Şupşakar'da limana yakın bir yere park ettiğimiz için her tarafı yürüyerek gezdik. İnsanlar nehir boylarında mutlu mesut gezip eğleniyorlardı. Göl etrafını çok güzel düzenlenmiş olarak gördük. Buradaki bira müzesi de çok güzeldi. Çeşitli biraların tadına baktık.


Biz Şupaşkar' küçük bir yer ve uzun yolculuğumuzun dinlenme yerlerinden birisi olarak düşünmüştük. O yüzden burada bir gece konaklama molası planlamıştık. Planımıza sadık kaldık, ama bu şehir gezip görmek, eğlenmek açısından çok daha fazlasını  hak ediyormuş.







Bugün Oka ve Volga nehirlerinin birleştiği noktada bulunan Rusya'nın Avrupa kesiminde bulunan yerdeyiz. Burası Nijniy Novgorod. Şehir 1221 yılında kurulmuş ve Rusya'nın en eski ticaret ve el sanatları şehirlerinden biri olarak biliniyormuş.
“Herkesten öğren, kimseyi taklit etme" sözünün de sahibi olan en ünlü Rus yazarlarından Maksim Gorki (1868-1936) Nijniy Novgorod'da doğmuş. 1932'de yazarın onuruna şehrin adı Gorki yapılmış ancak 1990 yılında yeniden Nijniy Novgorod ismine geri dönülmüş.
2. Dünya Savaşı sırasında, 1941'den 1943'e kadar Gorki şehri , Almanya tarafından hava saldırılarına ve bombardımanlara en fazla maruz kalan şehir olmuş. Nedeni ise buranın cepheye askeri teçhizat sağlayan ana endüstri şehri olmasıymış. Sovyet döneminin büyük bölümünde, turist gemileriyle Volga'da seyahat eden Sovyet turistler için popüler bir durak noktası olmasına rağmen, şehir, Sovyet askeri araştırma ve üretim tesislerinin güvenliğini korumak için yabancılara kapatılmış. Öyle ki şehrin sokak haritaları bile 1970'lerin ortalarına kadar satışa yasaklıymış.






Burası 1 250 000 kişilik nüfusu i
le Rusya'nın en büyük 5. şehri olarak geçiyor. Şehir aynı zamanda Volga federal bölgesinin başkenti. Buradaki kale çok güzel korunmuş ve gezi alanları düzenlenmiş. Kaleye çıkılan Chkalov merdivenleri Avrupa'nın en çok basamaklı merdivenleri imiş. Şehrin genel olarak çok temiz ve düzenli bir ortamı var. Trafiğe kapalı olan Bolshaya caddesi bizim İstanbul'daki İstiklal caddesi gibi. Üstelik aynı insan seli burada da var.






Normalde kötü örnek olmamak adına, ne kadar kötü bilemiyorum ama )), alkollü fotoğraflar fazla paylaşmamaya çalışıyorum. Ama burada konakladığımız Kilisenin manzarasını ekleyip de burada rakı içtiğimizi saklarsam yazı samimiyetsiz olur 😏.. Karşımızdaki ışıklandırılmış Kilise ünlü Aleksandr Nevski Katedrali. Gündüz de güzeldi ama gece ışıklandırılmış hali daha güzeldi.

Rusya içinde daha çok yolumuz var ve yollar bizi bekler.. Moskova yolunda görüşmek üzere..