" Her yer en az bir defa görülmeyi hak ediyor "

2- GEZİYE HAZIRLIK


Sağ olsun Tunay bey böylesi bir geziye bizi davet edip, beraber gidelim deyince önce kesin hayır dedim. O kadar uzun yol, bilinmedik bir coğrafya, üstelik Rusya'da savaş var. Şaka gibi ama savaş olan kocaman bir ülkeye karavanla gezmeye gideceğiz. Canımı yolda bulmadım filan dedim. Üstelik karavanıma da çok güvenmiyorum. O yollarda bozulursa rezil oluruz diye düşünüyorum. Bir taraftan da içimdeki gezgin virüsü beni dürtüklüyor.. şimdi değilse ne zaman?.. Bütün bunları 2022 sonbaharında düşünüyoruz. Biliyorum ki evet dersek yapacak o kadar çok iş var ki..

Sonunda planlanan rotadan tadilat yapıp, Rusya savaş bölgesine yakın geçmeden gitme planına evet dedim. Evet dedim ama aklımızda bir bir soru işareti. Aklıma hep eski Rus filmleri geliyor.  Siyah beyaz karanlık sokaklar, sürekli birbirini takip eden garip tipli adamlar, fakirliğin kol gezdiği, bir ekmek için kavga eden insanlar filan. Yahu diyorum Sibirya buz gibi sürgün bölgesi, ne işimiz var oralarda..

Sonunda gezgin tarafımız ağır bastı ve başladık hazırlıklara.. Başlayınca gördük ki, bizim işimiz gerçekten zor. Planlanan en az 35 000 km yol ve ilkbahar, yaz, sonbahar, kış bütün mevsimleri içeren bir yolculuk olacak. Karavan zaten aracın kendi malzemeleri ile dolu, bir de bu kadar farklı hava koşulları için yedek kıyafetler, yedek yatak malzemeleri, mutfak malzemeleri alacağız. Nereye sığdıracağız ve acaba karavan kaç ton olarak yola gidecek. Düşündükçe insanın içini daraltan hazırlıklar..

Ben işin araç, karavan kısmına öncelik verdim. Eşim karavan yaşam alanı işlerine. Önce Facebook gruplarda yurtdışında neler lazım olabilir diye araştırıp, sormaya başladım. Sonunda şöyle bir liste oluştu;

Bu listedekilerin çoğunu hatta fazlasını bile aldım. Karavan için ön ve arka poryo bilyaları bile aldım. Ama aslında çoğuna ihtiyaç olmadı. İnsan doğuya giderken oralarda neler var, neler yok bilemeyince ister istemez yanımda olsun istiyor. Astana'da arka makasım kırılmıştı ve hiç ümidimiz yokken onun bile, üstelik orijinalini bulduk. Demem o ki çok yer kaplayan ve çok ağırlık yapan malzemeler çok da gerek yokmuş. Örneğin yedek 6 lt motor yağı bile almıştım. Arkadaş sanki oradaki insanlar hala At ile yolculuk yapıyorlar, her yerde aynı arabalar, aynı malzemeler var. Yeter ki internetiniz olsun, artık dünyanın her yerinde her şey var. Aslında asıl Avrupa'ya giderken malzeme götürmek lazım. Avrupa'da malzeme ve işçilik ücreti bize göre epey yüksek.

Arkadaşlar karavanlarına bitince doldurabilmek için karavan Lpg si taktırdılar, ben yedek tüp alarak yola çıktım. 3.ayda Rusya'da ilk tüpüm daha bitmemişti ancak Avrupa'da sıkıntı olmasın diye dolum yaptırdım. 6.ayda İsveç'te ancak bitti ve yedek tüpü takarak devam ettim. Aslında Avrupa tarafında da dolum yapılabiliyor ama bizim tüplere uygun başlık ayarlamak gerekiyor. O iş sanıyorum Avrupa'da biraz sıkıntılı.

Gezi için biz memleketim Trabzon'daki köye erken geldik ve diğer arkadaşları burada bekledik. o arada karavanın son bakımlarını yaptırdım. Fotoğraftaki garsonun çizmelerine dikkat edin. Bize her yer Trabzon ama burası öz hakiki Trabzon))..

Hangi mevsimde yola çıktığımıza bakın, yükseklerde kar bile var
. Ve Karadeniz kadının değişmeyen çilesi. Sırtlarındaki sepetler ile tarlaya hayvan gübresi taşıyorlar.




Yiyecek içecek kısmına çok girmiyorum, çünkü herkesin alışkanlıkları kendine göre. Önce doğuya gittiğimizden dolayı, oralarda gıda ve içecek fiyatları bizden uygun yada en azından bizdeki gibidir diyerek çok fazla gıda almadık desem de siz inanmayın )).. İki kapılı buzdolabımız ağzına kadar doldu. yetmesi geç bozulacak turşular, kuru gıdalar filan aldık. Trabzon'dan kaşar peyniri almıştım, 2 ay geçmeden bozuldular ve çoğunu çöpe attık. En çokta ona sinir olmuştum. oralarda alkolün her çeşidi var denir ama rakı bulmak çok zor. Bu da ekstra bilgi olsun.
Artık Batum bizi bekler...