" Her yer en az bir defa görülmeyi hak ediyor "

3- GÜRCİSTAN

 


12 Mart 2023 günü Hopa'dan son alışverişlerimizi yapıp, sarp sınır kapısına geldik. Burada bir süre diğer karavancı arkadaşları bekledik. Onların da gelmesi ile asıl Orta Asya gezimiz başlamış oldu. 

Sarp kapısında eğer karavan sahibi ile şoför farklı kişiler ise ikisinin de karavan içinde geçişe izin veriyorlar. yok eğer bizim gibi karavan sahibi ile şoför aynı kişi ise yolcunun inerek üstteki kapıyı dolaşarak giriş yapması gerekiyor. Gürcistan'a kesinlikle ilaç götürmeyin derler. Uzun yolculuk için ister istemez biraz ilaç yedeklemiştim. Görmezler inşallah diyordum ama ne sordular ne aradılar. Karavanın arka kayar kapısını yalandan bir açıp içeriye bakıp kapattılar. Gürcistan tarafına geçince yeşil sigorta yaptırdık. Ortalık ana baba günü, keşmekeş hakim ve döviz bozmaya ve sigorta yaptırmaya çalışan simsar dolu. Aynı sigortaya 75 lari diyen de oldu ama biz çıkınca en solda, deniz tarafındaki büfede 45 lariye yaptırdık. En az 15 günlük yapıyorlar.

Akşam Batum'da bir otopark, bahçe karışımı bir yerde park ettik. Artık gece olmuştu ve yorgunluktan gezecek halimiz kalmamıştı. Burada kalalım dedik ve yanımıza gelen bir genç, sabah 9 dan sonra burası yasak, ona göre dedi. Pek de sıcak olmayan bir dil ile. O saatte yapacak bir şey yok, mecburen peki dedik. Aynı genç sabah 8.30 da bir telaş ile gelip, saat 9 oluyor hadi gidin dedi. Niyesini anlamadık ama, çıktık tiyatro binasının yanındaki parka geçtik. Tabelalarda ücretli yazmıyor ama birazdan yanımıza bir otopark değnekçisi geldi. 5 lari diye tutturdu.. Hava yağmurlu ve rüzgarlı, daha önce biz Batum'u gezmiştik zaten, kalalım mı kalmayalım mı derken, arkadaşlar gidelim dediler. Yolumuz uzun madem ufak ufak Tiflis yoluna gidelim dedik. Otoparkçı para koparma derdinde, Türklerde para çok, hepiniz zenginsiniz para dedi durdu ama, her köşe başında para verirsek bu yolculuk bitmez dedik :)).. Böylece Batum gezmesi yapmadan yola devam ettik.

Batum'dan sonraki durağımız Kutaisi şehri. Buraya gelmek için navigasyon bizi köylerden, ara yollardan, fındık bahçelerinin arasından götürdü. zaten ana yollarda çok fazla yol yapım çalışmaları vardı. sanırım Gürcistan'ı baştan yaratıyorlar.
Kutaisi Gürcistan'ın başkenti Tiflis'ten sonra ülkenin en büyük ikinci şehri. Nüfus bakımından ise en kalabalık üçünü şehri. Daha önceleri nüfus bakımından da ikinci sırada yer alırken, son yıllarda Batum'un popülerliğinin giderek artması nedeniyle üçüncü sıraya gerilemiş. Kutaisi, Rioni Nehri'nin kıyısına kurulmuştur. Şehrin başkent Tiflis'e uzaklığı 221 kilometre. Ülkenin İmereti adı verilen batı bölgesinde yer alır ve aynı zamanda bu bölgenin başkenti konumundadır. Tarihsel anlamda Gürcistan'ın en önemli şehirlerinden biridir. Orta çağlarda Gürcistan Krallığı'na başkentlik etmiştir. Ardından da İmeti Krallığı'nın başkenti olmuştur. Burası Lazların anavatanı olarak biliniyormuş.
Buranın en görülesi yeri Bagrati Katedrali. Katedral Unesco dünya mirası listesinde iken yapılan restorasyonun kötülüğü yüzünden listeden çıkartılmış. Sanırsam buraya da bizimkiler gelmiş:)).. Katedral yüksek bir tepede bulunuyor. burası halen gelenlerin hacı olduğu katedrallerden birisiymiş. Hava yağmurlu, parke taşlı yollar ıslak olunca bizim Ducatolar ile bilin bakalım ne oldu? 3 karavanda yarı yolda kaldık, tekrar geri geri indik ve patinaj yapa yapa zorla çıktık. Önden çekişli karavan ıslak ve dik yollarda sıkıntılı..








Kutaisi'nin nehir üzerindeki beyaz köprüsü ünlü. Beyaz köprü civarında eski Rus yapıları mevcut ama şehir genel olarak gelişememiş, Tiflis ile Batum arasında sıkışmış bir görüntü içerisinde. Beyaz köprünün yanından Bagrati Katedralinin olduğu tepeye teleferik var. Kişi başı 1 lari verip tteleferik ile tepeye çıkıp, karavanlara yürüdük ve sonrası karavanları aşağıdaki nehir kenarında bulunan Kilisenin yanına götürdük. Geceyi de orada geçirdik.

Artık 14 mart 2023..Tıp Bayramım Kutlu olsun ))

Akşamdan ertesi günkü mola ve konaklama yerine karar verip böyle koordinatlarını not alıyoruz. Yoksa arka arkaya gitmek gerçekten zor ve bazen tehlikeli de olabiliyor. Bu nedenle Kutaisi'den beraber yola çıktık ama şehir işinde bendeki navigasyon farklı yol gösterince bir birimizi kaybettik.
Kutaisi'den Tiflis 210 km ve yolun çoğu bölümünde yol yapım çalışmaları , yeni otoban yapım çalışmaları var. Dolayısıyla çok kötü bir yol ve yoğun trafik de olduğu için yorucu bir yolculuk oldu. Tiflise 25 km kala Mtsheta diye bir yerde Samtovra Manastırını gezdik.

Samtovra Manastırı
Samtovra Manastırının çok sayıda ziyaretçisi olması dikkatimizi çekti. Geniş bir bahçesi ve arka tarafında bir müzesi bulunuyor. Mtsheta şehri Kura nehri kenarında küçük bir şehir ve kutsal şehir olarak kabul ediliyormuş.

Manastır gezimizden sonra geldik Tiflis'e.. Ben yıllar önce de Tiflis'e gitmiştim ama bu defa inanılmaz kalabalık gördüm. Trafiği çok fazla artmış. Burada Belediye binasının yanındaki büyük otoparka konumlandık. Günlük 15 lari.. Fiş, makbuz filan yok. Görevli kılıklı adam eliyle 15 işareti yaptı, 20 lari verdim, tamam geç dedi. Eee, 5 larimi ver diyorum , yok tamam diyor. Ben diretince vermek zorunda kaldı. Demem o ki bunlar da sahtecilik konusunda fena değiller.


Yorgun ve aç olunca hızlıca bir şehir turu yapıp, yemeğe oturduk. Haçapuri denilen bol peynirli pideleri lezzetli. Tanesi 15 lari. Hingel denilen bir nevi iri mantıları bana göre değil. İçinde azcık et yada peynir var ama bol hamur işte. Üstelik domuz etli olmasın da karışık tabakta etli ve peynirli olsun dedik. Garson kızarmış olsun mu gibi bir şey söyledi, biz de evet kızarmış olsun, iyi pişsin dedik. Ortaya 3 ayrı tabakta 15 tane hingel geldi. Etli, peynirli ve kızarmış hingel tabağı. Yanlış olmuş desek de geri alamayız, kasada işlendi dedi. O Gürcüce biz Türkçe/ İngilizce anlatınca karıştı..2 şer tane zor yedik, gerisini paket yaptırdık ama sonra yenir mi bilmem. Tabağı 9 lari. Ev yapımı kırmızı şarapları fena değil. Bardağı 5 lari ve bardak dolu olarak geliyor.
Son olarak 1 lari yaklaşık 7.5 lira. Hesabı siz yapıp, kıyaslayın.









Başkent Tiflis tarihi İpekyolu üzerinde kurulu olduğu için her zaman bölgenin Sosyo-ekonomik  çekim merkezlerinden olmuş. O yüzden olsa gerek ki, şehir oldukça gelişmiş durumda. Kura nehrinin etrafında irili ufaklı tepelerle çevrilmiş bir şehir. Baratashvili köprüsü civarındaki ikici el pazarı ünlü. Zaten park ettiğimiz Belediye binasının otoparkına çok yakın yerde. Önce orayı gezip, sonrası karşıya geçip teleferik ile Narikale kalesine çıktık. Burası şehrin tepeden en iyi görülebilen yeri. Burada Gürcülerin kadın kahramanı Kartlis Deda'nın heykeli bulunuyor. Buradaki kale içerisini gezdikten sonra aşağıya, eski şehre yürüyerek indik. 

Zamanın Selçuklu sultanı o bölgede kuş avlarken vurduğu kuş dereye düşmüş. Kuşu almak için giden köpek geri gelmeyince merak edip gitmişler ve bakmışlar ki köpek sıcak bir suya düşmüş, çıkamıyor. Böylece bugünün ünlü Tiflis hamamlarının sıcak suyunun kaynağı bulunmuş olmuş.

Burada ilginç bir de cami var. Çift mihraplı Cami olarak bilinen Cuma cami.. Tiflis’in en eski ve tek camisi. Cami 1895 yılında inşa edilmiş. Camide hem Sünnî hem de Şiî Müslümanlar ibadet ediyor. Caminin hem sağ tarafında, hem de sol tarafında mihrap var. Yani cami ikiye bölünmüş, ama fizikî bir duvar ayrımı yok. Camide iki imam varmış ve kendi cemaatlerine farklı zamanlarda namaz kıldırıyorlarmış. Caminin içerisindeki çiniler görülmeye değer güzellikte. 


Trinity Katedrali  1995 ve 2004 yılları arasında inşa edilen, dünyanın üçüncü en yüksek Doğu Ortodoks katedrali ve toplam alana göre dünyanın en büyük dini yapılarından birisi. Çok fazla ziyaretçisi vardı. Katedral büyüklüğü nedeniyle çok uzaklardan bile görülebiliyor. Altın renkli görüntüsü, mermer merdivenleri ve çok yüksek tavanını ilgi çekici bulduk.

Tiflis gezmesinin yorucu geçen bu ikinci gününün akşamı buranın gece hayatı ile ünlü Tkavi çıkmazı denilen bölgesine gittik. Türk restoranlarının da bol olduğu ama daha çok Arap restoranlarının olduğu sokağı çok sevdik diyemem ama yerli biralarının tadına baktık. Şarapları kadar güzel olmadığını söylemem lazım..

Artık sabah Rusya yoluna çıkma zamanı...